KALEM SURESİNDEKİ - SEMBOLIK KELİMELER ; hortum, damga, balık - ANLAM VE MANALARI - SUFIZM VE MODERN ANLAMLAR - ANNE ÇEVİRİSİ
Kalem Suresi'nin 16. ayeti şu şekildedir:
"Yakında biz onu hortum üzerinden tutup sürükleyeceğiz."
Bu ayette geçen "hortum" kelimesi için Arapça metinde "خرطم" (khartum) kelimesi kullanılmaktadır. Burada, hortumdan kasıt, yukarıda da belirttiğim gibi bir hayvanın, özellikle bir filin burnunu ifade etmek için kullanılır. Ayetin bağlamında, bu ifade tehditkar bir üslupla, Allah'ın bir kişiyi veya toplumu cezalandırma şeklini anlatmak için kullanılmaktadır. Kelimenin bu kullanımı, kuvvetli ve kontrol edilemez bir gücün simgesi olarak görülebilir, ki bu da Allah'ın kudretinin ve adaletinin bir ifadesidir. Kalem Suresi'nin 16. ayetinde geçen "وسم" (wasm) kelimesi, "işaretlemek", "damgalamak" veya "damga" anlamına gelir. Ayette bu kelime, Allah tarafından bir kişiye veya topluma verilen belirgin ve olumsuz bir işaret olarak kullanılmıştır. Bu bağlamda, bu kelime genellikle kişinin veya toplumun ahlaki veya manevi durumuyla ilgili olumsuz bir yargı veya kınama anlamı taşır.
### Sufi Tefsirlerinde "وسم" (wasm) Kelimesi
1. **Manevi İşaretleme**: Sufi yorumlarında, "wasm" kelimesi, Allah'ın bir bireyin veya toplumun üzerine koyduğu manevi bir işaret veya damga olarak değerlendirilebilir. Bu, genellikle kişinin veya toplumun ruhsal durumunu gösteren ve onların manevi yolda nerede olduklarını belirten bir simge olarak ele alınır.
2. **İlahi Uyarı ve Müdahale**: Sufizmde, her türlü ilahi işaret, kişinin kendini gözden geçirmesi ve dönüş yapması için bir fırsat olarak görülür. "Wasm" kelimesi, Allah'ın bir uyarısı veya müdahalesi olarak yorumlanabilir, bu da bireyi ya da toplumu yanlış yollardan dönmeye ve ruhsal arınmaya teşvik eder.
3. **Kaderin Mühürü**: Bazı Sufi yorumlarda, wasm, kişinin kaderinde Allah tarafından yazılmış olan bir mühür olarak anlaşılabilir. Bu mühür, kişinin hayatındaki önemli dönemeçlerde veya manevi derslerde belirginleşen bir simge olabilir.
4. **Karakterin Damgası**: Kişisel gelişim ve nefs mücadelesi açısından, wasm, bir kişinin karakter özelliklerinin veya manevi eksikliklerinin dışa vurumunu simgeleyebilir. Bu tür bir damga, kişinin üzerinde çalışması ve iyileştirmesi gereken alanları işaret eder.
Sufi tefsirler, genellikle bu tür kavramları, kişinin iç dünyasındaki mücadeleleri ve Allah ile olan ilişkisini derinleştirme fırsatları olarak ele alır. "وسم" kelimesi, kişinin kendi içsel yolculuğunda karşılaştığı zorlukları ve bu zorlukların üstesinden gelme sürecinde kazanılan dersleri vurgulayabilir.
Kalem Suresi'nin 16. ayetinde geçen "خرطم" (khartum) kelimesi, sufiler tarafından genellikle sembolik veya metaforik bir şekilde yorumlanır. Sufi tefsirler, Kur'an ayetlerini genellikle daha derin, içsel ve manevi boyutlarıyla ele alır. Bu ayetin yorumu da benzer bir yaklaşımla farklı şekillerde yapılabilir.
### Sufi Tefsirlerinde Metaforik Yorumlar
1. **Nefs Üzerinde Kontrol**: Sufi tefsirlerde, "hortum" veya "burnun ucu" kavramı, insanın nefsini (düşük benliğini) kontrol etme çabasıyla ilişkilendirilebilir. Sufizmde nefs, insanın içsel mücadelesinin merkezindedir ve bu ayette geçen hortumun tutulup sürüklenmesi, nefs üzerindeki ilahi kontrol ve yönlendirmeyi simgeleyebilir.
2. **İlahi Müdahale ve Cezalandırma**: Sufi düşüncede, Allah'ın kişiyi doğru yoldan sapmaktan alıkoymak veya bir kişiyi günahkar yollardan çekip çıkarmak için müdahale etmesi sıkça vurgulanır. Bu ayet, Allah'ın, sapkınlık içinde olan bir kişiyi cezalandırma ve onu doğru yola getirme gücünü sembolize edebilir. Sufiler, bu tür ilahi müdahaleleri, kişinin manevi arınması ve gelişimi için gerekli görülen sert ama şefkatli bir eğitim olarak değerlendirir.
3. **Manevi Uyanış ve Hikmet**: Sufizmde, sert tecrübeler ve zorluklar sıklıkla kişinin manevi uyanışına ve olgunlaşmasına yardımcı olur. Bu ayet, kişinin hayatında meydana gelen zorlayıcı olayların, aslında onu daha yüksek bir bilince ve Allah'a daha yakın bir hale getirmek için olabileceğine işaret edebilir.
Bu tür yorumlar, sufilerin ayetleri sadece harfiyen değil, aynı zamanda her bireyin kişisel manevi yolculuğuna nasıl uygulanabileceği açısından değerlendirdiklerini gösterir. Sufi tefsirler, genellikle ayetlerin dışsal anlamının ötesine geçerek, onları kişisel dönüşüm ve ilahi aşk yolunda rehberler olarak görür.
Kalem Suresi'nin 18. ayetinde geçen "ثَنِيَ" (thaniya) kelimesi, Arapça'da "dönmek" veya "geri dönmek" anlamına gelir. Bu kelime, ayette genellikle toplumun veya bireylerin yaptıkları davranışlardan sonra olumsuz sonuçlarla karşılaştıklarında orijinal ya da daha önceki durumlarına geri dönme eylemini belirtir.
Kalem Suresi 18. ayet şöyle der:
"Onlar bu şekilde yemin ettiler: Erken bir sabah bahçeye mutlaka girip hasadı yapacaklardı."
Bu bağlamda, "ثَنِيَ" kelimesi, kişilerin bir hedef veya niyet doğrultusunda ileri gitmeleri ve ardından bazı nedenlerden dolayı başlangıç noktalarına veya önceki durumlarına dönmeleri durumunu ifade eder.
### Kur'an'da "ثَنِيَ" Kelimesinin Diğer Kullanımları
1. **Al-i İmran Suresi, Ayet 156**:
"İçinizden bir kısmı öldüğü zaman, 'Allah bana fayda verseydi ölmezdim' diye, evine dönerken iç geçirir." (Al-i İmran, 3:156)
Bu ayette "ثَنِيَ" kelimesi, "dönmek" veya "geri dönmek" anlamında kullanılmıştır ve ölüm sonrası dünya hayatına geri dönüşün imkansızlığına işaret eder.
2. **En'am Suresi, Ayet 28**:
"Hayır, onlar apaçık bir yalan söylemişlerdir. Eğer geri döndürülseler, yasaklandıkları şeylere geri dönerlerdi." (En'am, 6:28)
Bu örnekte de "ثَنِيَ" kelimesi, kişilerin yasaklanan davranışlara geri dönmeleri anlamında kullanılmıştır, yani yanlış yollara tekrar sapmalarını belirtir.
### Sufi Tefsirlerinde "ثَنِيَ" Kelimesinin Yorumu
Sufi tefsirlerinde, "ثَنِيَ" kelimesi genellikle içsel dönüşüm ve tevbe (tövbe) süreçlerine atıfta bulunur. Bu dönüşler, kişinin manevi hatalarından arınmasına ve Allah'a daha yakın bir hale gelmesine yardımcı olan dönüş noktaları olarak değerlendirilir. Özellikle, bir kişinin manevi yolculuğunda gerçekleştirdiği içsel değişiklikler, bu kelime aracılığıyla ifade edilebilir.
Sufi yorumlar, "ثَنِيَ" kelimesini aynı zamanda bir bireyin kendi nefsine geri dönüşünü ve bu dönüşle birlikte gelen içsel farkındalığı ve bilgeliği simgeleyebilir. Bu, sufilerin sıklıkla üzerinde durduğu, kişisel gelişimin ve manevi olgunlaşmanın bir parçası olarak görülür.
Arapça "طوف" (twf) kelimesi, "dolaşmak", "tavaf etmek" veya "dönmek" anlamlarına gelir. Bu kökten türeyen kelimeler, Kur'an'da ve İslami literatürde çeşitli bağlamlarda kullanılır.
### Kur'an'da "طوف" Kelimesi
1. **Hac ve Umre Tavafı**:
- "طواف" (tawaf) kelimesi, özellikle Kabe etrafında yapılan tavaf ibadetini ifade eder. Hac ve umre sırasında Kabe etrafında yedi kez dönme ritüeli bu kelime ile tanımlanır.
- Örneğin, Bakara Suresi 158. ayette şöyle denir:
"Şüphesiz Safâ ile Merve, Allah’ın şiarlarındandır. Her kim hac veya umre niyetiyle Kâbe'yi tavaf ederse (ziyaret ederse), bu iki tepeyi tavaf etmesinde (say yapmasında) bir sakınca yoktur..." (Bakara, 2:158)
2. **Nuh Suresi 27. Ayet**:
- Nuh Peygamber'in tufan hikayesinde geçen "طوفان" (tufan) kelimesi, büyük sel veya taşkın anlamında kullanılır. Bu kelime, bir felaket veya yıkım anlamında da kullanılır.
- Nuh Suresi 27. ayette şöyle denir:
"Biz de ona şöyle vahyettik: 'Gözlerimizin önünde ve vahyimizle gemiyi yap. Emrimiz gelip de tandır kaynayınca, her birinden iki çift ve aleyhinde hüküm verilmiş olanlar hariç, aileni de ona bindir; zulmedenler hakkında bana başvurma; çünkü onlar boğulacaklardır.'" (Nuh, 71:27)
### Sufi Tefsirlerinde "طوف" Kelimesi
Sufi tefsirlerde "طوف" kelimesi, genellikle insanın manevi yolculuğunu ve Allah'a olan yakınlığını ifade etmek için kullanılır. Tavaf, sadece fiziksel bir eylem değil, aynı zamanda ruhun Allah etrafında dönmesini, O'na olan bağlılığını ve sevgisini simgeler.
1. **Ruhun Tavafı**:
- Sufiler, Kabe etrafında yapılan tavafı, ruhun Allah'ın etrafında döndüğü manevi bir dans olarak yorumlarlar. Bu, kişinin içsel yolculuğunda Allah'a olan yakınlığını ve O'na olan aşkını temsil eder.
- Tavaf, Allah'ın birliği etrafında dönen ve O'na yönelen bir hareket olarak görülür. Bu, sufilerin zikir halkalarında dönerek yaptıkları sema ayinlerinde de görülebilir.
2. **İlahi Aşk ve Dönüş**:
- Sufi öğretilerde, "طوف" kelimesi, kişinin ilahi aşkı arayışı sırasında yaşadığı dönüşleri ve değişimleri ifade eder. Bu, sürekli olarak Allah'a yönelmeyi ve O'nun rızasını kazanmayı simgeler.
- Bu bağlamda, insanın hayatındaki tüm olaylar ve tecrübeler, onu Allah'a daha yakın hale getiren bir tavaf gibi görülür.
Sonuç olarak, "طوف" kelimesi, hem fiziksel hem de manevi bir hareketi ifade eder ve sufiler tarafından Allah'a olan derin bağlılık ve sevginin bir sembolü olarak yorumlanır.
Kalem Suresi'nin 48. ayetinde "حوت" (ḥūt) kelimesi geçmektedir. Ayetin tam metni ve meali şöyledir:
"Ayet:
فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تَكُن كَصَاحِبِ الْحُوتِ إِذْ نَادَىٰ وَهُوَ مَكْظُومٌ
Meali:
"Rabbinin hükmüne sabret ve balık sahibi (Yunus) gibi olma. Hani o, sıkıntı içinde Rabbine seslenmişti." (Kalem, 68:48)
### "حوت" Kelimesinin Anlamı
Bu ayette geçen "حوت" (ḥūt) kelimesi, "balık" anlamına gelir ve burada Yunus Peygamber'e (a.s.) işaret edilmektedir. "Balık sahibi" ifadesi, Yunus Peygamber'in kıssasında, balık tarafından yutulması olayını ifade eder. Yunus Peygamber, kavminin kendisine inanmadığı ve inatla karşı koyduğu için kızgınlıkla onları terk etmiş ve bir balık tarafından yutulmuştur. Bu olay, Yunus'un Allah'tan af dilemesi ve tevbe etmesiyle sonuçlanmıştır.
### Sufi Tefsirlerinde "حوت" Kelimesi
Sufi tefsirlerde bu ayet ve "حوت" (ḥūt) kelimesi, derin manevi dersler ve sembolik anlamlarla yorumlanır:
1. **Sabır ve Tevekkül**:
- Ayette Yunus Peygamber'in örneği verilerek, Hz. Muhammed'e ve müminlere sabır ve Allah'ın hükmüne tevekkül etmeleri öğütlenir. Sufi düşüncede sabır, Allah'a olan güvenin ve teslimiyetin bir göstergesidir. Yunus Peygamber'in kıssası, sabrın ve Allah'a tevekkül etmenin önemini vurgular.
2. **İçsel Arınma ve Tevbe**:
- Yunus'un balığın karnında geçirdiği süre, sufiler için bir içsel arınma ve tevbe dönemi olarak yorumlanır. Bu süre zarfında Yunus, hatasını kabul edip Allah'a yönelmiş ve O'ndan af dilemiştir. Sufiler, bu olayı kendi manevi yolculuklarında bir ders olarak alır ve hatalarından ders çıkararak Allah'a daha yakın olma çabası içinde olurlar.
3. **İlahi Merhamet ve Affedicilik**:
- Yunus'un duası kabul edilip balığın karnından kurtulması, Allah'ın merhametini ve affediciliğini gösterir. Sufiler, Allah'ın rahmetinin ve affediciliğinin sınırsız olduğunu vurgularlar ve bu olaydan ilham alarak, sürekli olarak Allah'a sığınmayı ve O'nun affını dilemenin önemini anlarlar.
4. **İnsanın Zaafları ve İlahi Hidayet**:
- Yunus'un kıssası, insanın zaaflarını ve hatalarını kabul edip bunları telafi etmesi gerektiğini öğretir. Sufiler, insanın kendi zayıflıklarını ve kusurlarını fark ederek, bunları Allah'ın hidayeti ile aşabileceğine inanırlar.
Bu şekilde, Kalem Suresi'nin 48. ayetindeki "حوت" kelimesi ve Yunus Peygamber'in kıssası, sufiler tarafından manevi dersler ve kişisel gelişim için önemli bir kaynak olarak görülür. Yunus'un sabrı, tevbesi ve Allah'ın rahmeti, sufilerin manevi pratiklerinde ve öğretilerinde önemli bir yer tutar.
Arapça "حوت" (ḥūt) kelimesi, "balık" anlamına gelir ve Kur'an'da özellikle Yunus Peygamber'in kıssasıyla ilişkilendirilir. Bu kelime, Kur'an'da birkaç yerde geçer ve genellikle Yunus Peygamber'in denize atıldıktan sonra bir balık tarafından yutulması olayını anlatır.
### Kur'an'da "حوت" Kelimesi
1. **Yunus Peygamber'in Kıssası**:
- Enbiyâ Suresi 87-88. Ayetler:
"Zünnûn’u (Yunus’u) da an. Hani o, öfkelenerek gitmişti; kendisini asla sıkıntıya sokmayacağımızı sanmıştı. Derken, karanlıklar içinde, 'Senden başka hiçbir ilah yoktur, seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum' diye dua etti." (Enbiyâ, 21:87)
- Bu ayetlerde "حوت" kelimesi geçmese de, Yunus Peygamber'in balık tarafından yutulması olayı anlatılır.
- Sâffât Suresi 139-148. Ayetler:
"Şüphesiz Yunus da gönderilen peygamberlerdendi. Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı. Kur’a çekmişlerdi de kaybedenlerden olmuştu. Onu bir balık yutmuştu. O, kınanmış bir haldeydi. Eğer Allah’ı tesbih edenlerden olmasaydı, insanların diriltileceği güne kadar onun karnında kalırdı." (Sâffât, 37:139-144) - Burada Yunus Peygamber'in balık tarafından yutulma olayı daha açık bir şekilde anlatılmaktadır.
Sufi Tefsirlerinde "حوت" Kelimesi
Sufi tefsirlerinde "حوت" kelimesi, genellikle derin manevi anlamlar ve sembollerle yorumlanır. Balık, genellikle suyun (maneviyatın) derinliklerinde saklı olan bilgiyi ve ilahi sırları temsil eder.
1. **İlahi Bilgi ve Maneviyat**:
- Sufiler için balık, denizin derinliklerinde saklanan ilahi bilginin ve hikmetin sembolü olabilir. Yunus Peygamber'in balığın karnında geçirdiği süre, bir nevi içsel tefekkür ve manevi arınma dönemi olarak yorumlanabilir.
2. **İçsel Yolculuk ve Arınma**:
- Yunus Peygamber'in balığın karnında geçirdiği süre, sufiler için insanın içsel yolculuğunun ve arınma sürecinin bir metaforu olarak kabul edilir. Bu, kişinin manevi karanlıklardan geçerek aydınlığa ulaşmasını simgeler.
3. **Teslimiyet ve Tevbe**:
- Yunus Peygamber'in balığın karnında Allah'a dua etmesi ve O'ndan af dilemesi, sufiler için teslimiyetin ve tevbenin önemini vurgular. Bu, kişinin kendi hatalarını kabul etmesi ve Allah'a sığınmasının gerekliliğini gösterir.
4. **Sabrın ve Şükrün Önemi**:
- Yunus Peygamber'in kıssası, sabır ve şükür kavramlarını da içerir. Sufiler, bu kıssadan sabrın ve Allah'a olan şükrün manevi yolculukta ne kadar önemli olduğunu çıkarırlar.
Sufi tefsirlerde bu tür kıssalar, genellikle insanın kendi manevi yolculuğunda karşılaştığı zorluklar, bu zorluklarla nasıl başa çıkması gerektiği ve Allah'a olan bağlılığını nasıl güçlendirmesi gerektiği üzerine derinlemesine yorumlanır. Yunus Peygamber'in balık tarafından yutulması, bu bağlamda, kişinin kendi içsel mücadelelerini ve Allah'ın rahmetine olan sarsılmaz inancını temsil eder.
Kalem Suresi'nin 48. ayetinde geçen "كظم" (kẓm) kelimesi, Arapça'da "öfkeyi yutmak" veya "sıkıntı içinde olmak" anlamına gelir. Ayetin tam metni ve meali şöyledir:
"Ayet:
فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تَكُن كَصَاحِبِ الْحُوتِ إِذْ نَادَىٰ وَهُوَ مَكْظُومٌ
Meali:
"Rabbinin hükmüne sabret ve balık sahibi (Yunus) gibi olma. Hani o, sıkıntı içinde Rabbine seslenmişti." (Kalem, 68:48)
### "كظم" Kelimesinin Anlamı
"كظم" (kẓm) kelimesi, bu ayette "sıkıntı içinde olmak" veya "içini çekmek, öfkeyi yutmak" anlamında kullanılmıştır. Yunus Peygamber, balığın karnında sıkıntı ve zorluk içinde kalmış ve bu durumdayken Allah'a dua etmiştir. Burada Yunus'un yaşadığı içsel mücadele ve sabır vurgulanmaktadır.
### Kur'an'da "كظم" Kelimesinin Diğer Kullanımları
1. **Al-i İmran Suresi 134. Ayet**:
- "Onlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini yenerler ve insanları affederler. Allah iyilik yapanları sever." (Al-i İmran, 3:134)
- Bu ayette "كظم" kelimesi, öfkeyi yenmek anlamında kullanılmıştır ve öfkeyi kontrol etmenin fazileti vurgulanmıştır.
### Sufi Tefsirlerinde "كظم" Kelimesi
Sufi tefsirlerde "كظم" kelimesi, genellikle sabır, öfke kontrolü ve içsel mücadele bağlamında ele alınır. Bu, sufilerin manevi disiplinlerinde önemli bir konudur:
1. **Sabır ve Öfke Kontrolü**:
- Sufiler için "كظم", kişinin nefsini kontrol etme, öfkesini yenme ve sabırlı olma yeteneğini ifade eder. Öfkeyi kontrol etmek, ruhsal olgunluğun ve Allah'a teslimiyetin bir göstergesi olarak görülür.
2. **İçsel Sıkıntılar ve Manevi Arınma**:
- Yunus Peygamber'in balığın karnında yaşadığı sıkıntı, sufiler için içsel sıkıntılar ve manevi arınma süreci olarak yorumlanır. Bu süreçte kişi, kendi zayıflıklarını ve hatalarını fark ederek Allah'a sığınır ve O'ndan yardım diler.
3. **Tevbe ve İlahi Merhamet**:
- "كظم" kelimesi, kişinin sıkıntı ve pişmanlık anlarında Allah'a yönelmesi ve O'ndan af dilemesi anlamına gelir. Yunus'un duası, sufiler için tevbenin ve Allah'ın merhametinin önemini vurgular.
4. **Manevi Dayanıklılık**:
- Sufiler, "كظم" kelimesini manevi dayanıklılık ve sebat olarak da yorumlarlar. Zorluklar ve sıkıntılar karşısında sabırlı olmak ve Allah'ın hükmüne razı olmak, manevi yolculukta önemli bir erdemdir.
Sufi tefsirlerde bu kavramlar, kişinin içsel dünyasındaki mücadelelerini ve Allah'a olan bağlılığını derinleştirmenin yolları olarak ele alınır. Yunus Peygamber'in kıssası, bu bağlamda, kişinin sabır ve teslimiyet yoluyla manevi olgunluğa ulaşabileceğini gösteren önemli bir örnek olarak kabul edilir.
Yorumlar
Yorum Gönder