NEDEN BÜTÜN BUNLAR SENİN BAŞINA GELİYOR? "KAHRAMANIN" YOLCULUĞU NE DEMEK?
"Kırmızı Kitap"ta 107. sayfanın başlığı Ruh ve Tanrı'ydı. (Bak, resim 1.)
Bu sayfayı size okumak istiyorum.
Jung, dengeyi kuramadığı için tüm problemleri kendisinin yarattığını fark etmişti. İçindeki gizemli varlığa "ruh" değil, "tin" diyordu kitabının devamında. Ama iki tane Tin vardı, iyiyi gösteren ve kötüyü gösteren ve deneyimleten. Hermetizm'deki zıtlık teorisinde, yin-yang olarak adlandırılan, Çin felsefesindeki siyah ve beyaz ile sembolize edilen İYİ ve KÖTÜ gibi. ÇAĞIN TİNİ ile DERİNLİKLERİN TİNİ savaş halindeydi. İyi niyet ile kötü niyetin savaşı, kaosu yaratıp ruhu dibe çeken şeydi. Farkındalık ise diğerinin farkına varmak ve kendini değiştirebilmekti.
Jung, kitabın 125. sayfasında şöyle der: "ÇAĞIN TİNİ TANRISAL DEĞİL, DERİNLİKLERİN TİNİ DE TANRISAL DEĞİL, ASIL ÖNEMLİ OLAN İKİSİ ARASINDAKİ DENGE!"
Denge çok önemliydi, Fatiha Suresi'nin 6. ayetinde "İhdinas sıratel mustakim." bahsedilen "Bizi dengeli yola ilet" cümlesindeki DENGE. Ragıb El İsfani'nin MS.553 yılında tamamladığı "Müfradat" sözlüğünde DENGE kelimesinin anlamı; "bir şeyi veya meseleyi doğru bir şekilde korumak, devam ettirmek" şeklinde taanımlanır. Dünya hayatı ile manevi hayatı, dini terimle ahiret bilinci ile dünya hayatını, sosyal terimle "AHLAK"ı dengelemek, korumak, devam ettirmek. Ben dengeyi öğrenmeliydim ki koruyup devam ettirebiliyim. Zira ruhumu tek mutlu eden unsur herşeyden zevk almak, öğrenmek ve bilgiyi korumak ve devamı için aktarmak.
Bir önceki sayfada Jung, dengede olmanın önemini anlatırken, derinliklerdeki tinine/ruhuna şöyle sesleniyordu: "Beni çılgınlığa sürüklese de sana güvenmeye yemin ettim. Şuanki yablış bilgimle boğulmamam için bana yardım et." TİN cevap verir: "Benim ışığım bu dünyadan değil. Sen bilmiyorsun diye bilgi yok olmayacak." Demek ki, benden daha yakın bir şey vardı, bana bilgiyi kullanmayı öğreten, bilmediğim, sadece ruhumun bildiği bilgi. Ruhumun hayat yolculuğunda izlemesi gereken REHBER BİLGİ.
Hayatımın kahramanı bendim. Ruhum, bu bedenlenmiş kahramanın yanındaydı ve ona tüm dünya yolculuğunda dengede kalabilmesi için destek olmaya hazırdı. Astrologlar buna ÜST BENLİK diyor, mutlaka duymuşsunuzdur. Adı o kadar da önemli değil! Ruh (bilimsel adı), Tin (kurandaki adı ve Jung un Kırmızı kitabında verdiği ad), Kutsal ruh (incildeki adı), yüksek benlik (astrolojideki adı). Evet, ben üst benliğimle, ruhumla, tinim ile (sizde kendiniz başka bir ad verebilirsiniz) iletişime geçtiğim an, başkasının hayatında figüran olmayı bıraktım, kendi dünya deneyimime ve ruhumun sonsuz yaşam amacına dengeli bir şekilde odaklanmayı öğrendim. Hayatıma çektiğim insanları artık yargılamıyorum. "Bana bunu neden yaptı?" diye sorgulamayı ve yargılamayı bıraktım, "Bu iyi veya kötü deneyimden ne öğrenmeliyim?" diye kendimi sorgulamayı öğrendim.
Çünkü HER DENEYİM, RUHUM İÇİN BİR DERS'ti ve bu deneyime TEŞEKKÜR ETMEYE, ŞÜKRETMEYE başladığım an, sadece iyiliğe hizmet ettiğimi gördüm ve kötülükten, yapmamam gerekeni öğreniyordum. Kötü olanı hemen değiştiriyor, teşekkür ediyordum. Mevlana Rumi'nin dediği gibi: "Eskiden akıllıydım, dünyayı değiştirmeye çalışıyordum. Şimdi bilgeyim, kendimi değiştirmeyi öğrendim.", ve kendimi değiştirip, güncelleyip, bir sonraki deneyim için heyecanlanıyordum. Sadece pozitife odaklanarak, kötüye bile teşekkür ederek, kusursuzlaşmaya çalışıyorum, yolculuğum devam ediyor, sadece bedebsel olarak değil mental ve ruhsal olarak da sağlıklı olmalıyım. O YÜZDEN BURADAYIM. RUHUM, BU DENEYİM İÇİN BENİ BURAYA GETİRDİ. Evet, bizler Anka kuşuyuz, Kaf Dağı'na uçmak isteyen binlerce kuştan, 7 zorlu vadiyi aşarak Kaf Dağı'na ulaşan 30 kuşuz. Dağa vardıklarında ANKA KUŞU'nu bulamazlar ama dev bir aynada KENDİLERİNİ GÖRÜRLER. Başarı, aynadaki yansımalardır, aradıkları ANKA KUŞU, aynada gördükleridir. İmkansızı başardıktan sonra fark ederler.
Benim dünya yolculuğumun Kahramanı benim, ruhuma göre imkansızı baarmak için burdayım. Sizinkinin de SİZ. Diğer herkes bize bu yolculukta eşlik eden, iyi ve kötüyü deneyimlememiz için yardım eden ve bizi bize aynalayan figuranlar. Bizi DENGE İÇİN eğitiyorlar, kötü bile bize hizmet ediyor, bizi iyi olanı farketmemiz için eğitiyor. Bu ruhlarımızın yolculuğu. Ve unutmayın bütün filmlerde sadece iyiler kazanır. Bu yolculukta da aynı kural geçerli, kötüler kötülük yaparak iyiliğin ne olduğunu bize zıttı ile öğretecek, biz kötünün ne kadar kötü sonuçlar doğurduğunun farkına varıp o kötüye karşı sessiz kalmak yerine onunla savaşacağız veya sessiz kalarak kötünün bizi yok etmesine izin vereceğiz. Tercih tabiki özgür iradenin, yani bedenin. Ruhun tek görevi var, gerçeği göstermek. Gerisine karışmıyor. Azapta burada başlıyor zaten. Şimdi hayatınızdaki kötü giden, kötü hissettiren herşeyi tektek not alın ve karşılarına da öğrenmeniz gerekenleri yazın. Kimseyi yargılamadan yapın, siyah olmasaydı beyazın bu kadar beyaz ve saf olduğunu fark edemezdik, kötü deneyime ve kötü deneyimi bize yaşatan tüm figuranlara kalple teşekkür edin ve yolculuğunuza öğrenmeniz gerekeni cebinize koyup devam edin. Bu bilgi mutlaka bir kapının anahtarıdır unutmayın. Gelecekte size kötülük yaklaşırken farkedecek, suratına kapıyı kapatıp, bu anahtarla kilitleyeceksiniz. Kötülüğün size asla ulaşmaması için bunu yapmayı öğrenmemiz gerekiyor. O yüzden kötü deneyim çok değerlidir.
Bu yolculukta birçok kitap okudum, birçok sembolizmi öğrendim. İnanın en eğlenceli kısmı buydu. Mesela, "Aynalamak", İbn Arabi'nin kullandığı bir metafordu ve bu metaforu öğrendikten sonra, daha önce "kötü" diye nitelendirdiğim her şeyin ve herkesin bana doğruyu bulmam için "ayna" olduğunu anladım ve her deneyimime teşekkür etmeye böyle başladım.
Ve dini kitapları da unutmadım, onları da okudum, hem de ANLAYARAK, ANALİZ EDEREK, 1000 yıl önce yazılmış sözlüklerde harf harf kelimelerin anlamlarını eşleştirerek. Beni İncil'de ve Kur'an'da en çok etkileyen metafor, KELAM yani KELİME, yani İSİM, yani ESMA metaforuydu. Kur'an'da Esma olarak geçen incilde DİL olarak adlandırılan İSİM / KELİME metaforu, evrim teorisine göre bizi maymundan farklı kılan konuşma yeteneğimiz. Tüm meleklerin ve İblis'in secde ettiği Bakara 31: "Allah, Âdem'e bütün isimleri öğretti." Bakara 34: "Âdem için secde edin." Bu ayetlerden anladım ki, kaderimi şekillendiren ve beni kusursuz yapan kelimelerimdi.
Tabii ki İncil'de de aynı vurgu var:
İNCİL, SÜLEYMAN'IN ÖZDEYİŞLERİ 18:21: "DİL YAŞAM VE ÖLÜM GÜCÜNE SAHİPTİR VE ONU SEVENLER MEYVESİNİ YER."
NUR SURESİ 19. AYET: "KÖTÜ SÖZ VE KÖTÜ NİYETLİ DAVRANIŞIN YAYILMASINI ARZULAYAN KİMSELER, KENDİLERİNE DÜNYADA DA AHİRETTE DE AZAP ÇEKTİRİRLER."
Kahramanın yolculuğundaki en önemli şey KELİME'dir ve kelimeler ile ifade ettiğimiz niyet ve duygular, çünkü her şeyi biz yaratıyoruz. Kullandığımız KELİMELER, bizim KADERİMİZİ oluşturuyor ve o kelimeleri ssöylerken ki duygularımız ve niyetlerimiz ile aynı frekansta hisseden insanları hayatımıza çekerek, bu insanlarla deneyim yaşıyoruz. O yüzden kötü söz ve niyet kötü olanı, iyi söz ve niyet iyi olanı hayatımıza dahil ediyor.
O zaman, hadi şimdi şuaan anda kalarak HER CÜMLEMİZE VE EYLEMİMİZE SEVGİ İLE BAŞLAYALIM, SEVGİ İLE ÇOĞALTALIM, VE BU SEVGİYİ KORUYALIM Kİ, SEVGİ HER GÜN BİZİMLE OLSUN. SEVGİ İLE KALALIM.
BURCU KESKİN
keskinburju@gmail.com
0031 6 83 95 22 46
www.BRJholistichealth.com



Nasil güzel bir akış... Güzel gönlüne sağlik... Melek arkadaşım ❤️
YanıtlaSil👍 Teşekkürler ❤️
YanıtlaSil