6.SURE = TEBBET SURESI - ANNE ÇEVİRİSİ - KURANIN ORJİNAL KOD DİLİ İLE

 6.SURE = TEBBET (TBB) SURESİNİN ANNE ÇEVİRİSİ 

TEBBET SURESI = Sürenin anlamı = TBB : hüsran yaratan, ezen, zayıflatan (TBB, sözlük syf 176) 

(1*) İki eliyle dokunarak (YDY) şiddetli şekilde, öfkeyle (LHB) sürekli hüsran yaratan, ezen, zayıflatan, döven, ateş püsküren  (TBB, sözlük syf 176) baba, otorite, ebeveyn (EBV) sürekli hüsran yaratır, ezer, zayıflatır, döver, ateş püskürür (TBB). 

(2*) Ne gani gani serveti (ma-GNY) ne de kazanıp (ma-KSB)  biriktirdiği malları (MVL) mutlu eder,  

(3*)  Siniriyle, kızarak, savaşır, ortalığı yakar (SLY) zaten hep şiddetli şekilde, öfkelidir (LHB). 

(4*) Zahmetsiz yaşadığı için bunu tasvip eden, onaylayan, onun yemeğinden yiyen (MRE) onun yükünü taşıyan, ona yardım edenler, emrinde hamalı olan (HML)  ona bu şiddetine rağmen onayınlarını bildiren hitaplarda bulunurlar (HTB). 

(5*) Boynuna (CYD) ip bağlanmış gibi (HBL) kötü enerjiye tutunurlar, kötü enerjiden beslenirler (MSD).

ANALİZ ETMEYİ ÖĞRETEN VE AYETLERİNDEN EMIN EDEN RABBİME HAMDOLSUN! ŞeKURAN (Rabbimiz tarafdınfan gönderilmiş olan kuranı bana ileten başta peygamberimiz olmak üzere, tüm güzel ruhlara selam olsun)!

Aşağıdaki DİLBİLGİSİ ANALİZLERİ ve anlam çevirisi ChatGPT Ysapay Zeka Tarama motoru taarafından websiteleri taranarak yapılmıştır. Anlam analizleri sitelerden toplandığı için "hatalı" olabilir! 

TEBBET 1. Tebbet yeda ebi lehebin ve tebb. = TBB YDY EBV LHB TBB =  İki eliyle dokunarak (YDY) şiddetli şekilde, öfkeyle (LHB) sürekli hüsran yaratan, ezen, zayıflatan, döven (TBB, sözlük syf 176) ateş püsküren baba, otorite, ebeveyn (EBV) sürekli hüsran yaratır (TBB). 

"تَبَّتْ" (tabbat): Arapça'da "هلك oldu, yok oldu" anlamına gelir. Ayette geçen şekliyle, bir şahsın yıkılmasını ve helak olmasını dile getirir.

"يَدَا" (yadā): "El" anlamına gelir. Burada çoğul formda kullanılarak "eller" anlamına gelir. El, aynı zamanda kişinin gücü ve yeteneğini simgeler, bu nedenle bu ifade, Abû Leheb’in gücünün ve etkisinin yıkılacağını ima eder.

"أَبِي لَهَبٍ" (abī lahab): "Abū Lahab" adında bir kişiyi işaret eder. Abū Lahab, Peygamber Muhammed (s.a.v.)'in amcasıdır ve Peygamber'in misyonuna şiddetle karşı çıkmıştır.

"وَتَبَّ" (wa-tabb): "و" (wa) "ve" bağlacı ile "تَبَّ" (tabb) "helak olsun" ifadesinin birleşiminden oluşur. İkinci "تَبَّ" (tabb), ilk ifadeyi güçlendirir ve Abū Lahab'in yıkımının vurgulanmasını sağlar.

Ayetin tamamının açıklaması:Bu ayet, Abū Lahab ve onun ellerinin helak olmasını dile getirir. "Eller" terimi, onun gücü ve yeteneğini simgeleyerek, onun tüm çabalarının yok edileceğini ve işe yaramaz hâle geleceğini vurgular. Ayette Abū Lahab'ın ismi zikredilerek, onun Muhammed (s.a.v.)'in tebliğine karşı duruşu ve mücadelesi nedeniyle helak olacağı belirtilir. Bu ayet, Kur'an'ın "Tebbet" veya "El-Lahab" olarak da bilinen 111. suresinde yer alır.

TEBBET 2. Ma agna anhu maluhu ve ma keseb. = ma-GNY MVL ma-KSB = Ne gani gani serveti (ma-GNY) ne de kazanıp (ma-KSB)  biriktirdiği malları (MVL),  

"مَا" (mā): Burada "ne ... ne de" anlamında bir inkâr ifadesi olarak kullanılır.

"أَغْنَى" (ağnā): "غنى" (ğaniyya) kökünden türetilmiş olan bu fiil, "zengin yapmak, yeterli kılmak" anlamına gelir. Ayette, Abū Lahab'ın zenginliğinin ona bir fayda sağlayamayacağı ifade edilir.

"عَنْهُ" (‘anhu): "عن" (‘an) "hakkında, -den, için" anlamında bir edatken, "هُ" (hu) "onu, ona" anlamında bir zamirdir. Bir araya gelerek "onun için" anlamına gelirler.

"مَالُهُ" (māluhu): "مَال" (māl) "mal, servet" anlamına gelir. "هُ" (hu) zamiri ile birleşerek "onun malı" anlamını alır.

"وَمَا" (wamā): "و" (wa) "ve" bağlacıyla "مَا" (mā) inkâr partikülünün birleşiminden oluşur ve "ve ne" anlamına gelir.

"كَسَبَ" (kasaba): "Kazanmak, elde etmek" anlamına gelen bir fiildir. Burada Abū Lahab'ın kazandığı şeylerin, yani mal ve servetinin ona bir fayda sağlayamayacağı ifade edilir.

TEBBET 3. Se yasla naren zate leheb. = SLY NVR LHB = Siniriyle, kızarak, savaşır (SLY) ortalığı yakar (SLY) zaten hep şiddetli şekilde, öfkeylidir (LHB). 

İşte ayetin kelime kelime analizi:

"سَيَصْلَى" (sayasla): "صلى" (ṣalā) kökünden türetilmiş olan bu fiil, "yanmak, ateşe atılmak" anlamlarına gelir. "سَ" (sa) harfi ise gelecek zamanı işaret eder. Bir araya gelerek "yanacak" anlamını alırlar.

"نَارًا" (nāran): "Ateş" anlamına gelen bu kelime, Abū Lahab'ın yanacağı ateşi işaret eder.

"ذَاتَ" (ḏāta): "Sahip olan, -li, -lı" anlamlarında bir sıfat veya niteleme aracıdır.

"لَهَبٍ" (lahabin): "Alev, şule" anlamına gelir ve genellikle büyük, yüksek ve kızgın alevleri ifade eder.

TEBBET 4. Vemreetuh, hammaletel hatab. = MRE HML HTB = Zahmetsiz yaşadığı için bunu tasvip eden, onaylayan, onun yemeğinden yiyen (MRE) onun yükünü taşıyan, emrinde hamalı olan (HML) ona yardım eder, onayını bildiren ona hitaplarda bulunur (HTB) 

İşte ayetin kelime kelime analizi:

"وَ" (wa): "ve" anlamına gelen bir bağlaçtır.

"امْرَأَتُهُ" (imra’atuhu): "karısı" anlamına gelir. "امرأة" (imra’a) "kadın, eş" anlamına gelen bir kelimedir ve "هُ" (hu) zamiriyle birleşerek "onun karısı" anlamını alır.

"حَمَّالَةَ" (ḥammālata): "taşıyan kadın" anlamına gelir. "حمل" (ḥamala) kökünden türemiş olan bu isim, taşıma işini yapan bir kadını ifade eder.

"الْحَطَبِ" (al-ḥaṭabi): "odun" anlamına gelir ve taşınan şeyi tanımlar.

TEBBET 5. Fi cidiha hablun min mesed. = CYD HBL MSD = Boynuna (CYD) ip bağlanmış gibi (HBL) kötü enerjiye tutunur, kötü enerjiden beslenir (MSD) . 

"فِي" (fī): "içinde, -de, -da" anlamında bir edattır.

"جِيدِهَا" (jīdihā): "جيد" (jīd) "boyun" anlamına gelir. "هَا" (hā) zamiri ise "onun" anlamına gelir ve bir önceki ayette bahsedilen Abū Lahab'ın karısına işaret eder. Bir araya gelerek "onun boynunda" anlamını alırlar.

"حَبْلٌ" (ḥablun): "ip, halat" anlamında bir isimdir.

"مِّن" (min): "den, -den" anlamında bir edattır.

"مَسَدٍ" (masadin): "Fibre, örgü" anlamına gelir ve burada bu iple yapılan bir şeyi ifade etmek üzere kullanılır.


Yorumlar

  1. Tam aklıma yattı teşekkürler Benek ben

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. benimde içime çok sindi Rabbimize Hamdolsun! SeKURAN

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BEN NASIL SECDE VE RUKU EDİYORUM? TÜRKÇE DUALARLA SECDE VE RUKU

MUHKEM (EVRENSEL) KURALLAR - KURAN AYETLERİNDE ANLATILAN YASAKLAR (HARAMLAR) VE UYULMASI GEREKENLER (HELALLER)

HADİSLERE İNANANLAR KAFİRDİR DİYE KURAN'DA BUYURULAN AYET - TEVBE SURESİ 32.AYET