FUSSILET SURESI - ANNE ÇEVİRİSİ - KURANIN ORJİNAL KOD DİLİ İLE
FUSSILET SURESI
SURE - FUSSILET (suresinin konusu: Ruhu Korunma Kurallarının ayrıntılı açıklaması)
(1) Ruhun Korunma Zırhının Anahtarı (HA MIM) olan bu sure, (2*) Merhametli Yaratıcın (RHM) ve Şefkatle Koruyan Yaratıcın (RHM) tarafından indirilmiştir (NZL). (3*) Ruhların bilgi sahibi (ELM) olmaları için kolay anlaşılan dil, sembol dili, kodlama dili olan (ARB) kuranca (KRE) ayetlerle (AYY) tüm detaylı açıklamaları içeren fasikullerden, surelerden oluşmuş (FSL) kitaptır (KTB). (4*) Bedenli ruhların çoğu (KSR) bu gerekli bilgilere (BSR) ve uyarılara (NZR) kulak tıkar (la SMA), o zaman olaylara karşı olumsuz tepki verirler (ARD). (5*)Ve dediler ki (KWL); " İlahi sistemin isteği üzerine (DAV) ilahi beyanlarla (BYN) kendi beyan algımız arasındayız (BYN) Kalplerimizin içinde (KLB) sahip olduğumuz gücün üstü perde ile örtülüdür (KNN) ve kulaklarımızın içinin arasında (EZN) ağırlık vardır (VKR). Biz yaptıklarımızın (AML) aynısını yinede yaparız (AML) ". (6*) De ki (QWL): "Ben sadece bedenlenmiş ruhum (BSR) sizin gibi(MSL)yim. İlahi sistemden (ELH) gelen ilahi kuralları (ELM) mesaj olarak alırım (VHY), tek ilahi sistem vardır (VHD), sistemi ayakta tut (QWM), negatife hizmet ettiğinde, hata yaptığında özür dile, af dileyerek ruhunun korunmasını sağla (GFR), başka şeye öncelik veren ruhun (ŞRK) bu önceliği kendi felaketi olur (veylun)." (7*) O ruhlar sahip oldukları rızıklardan, nimetlerden, iyiliklerden, bilgiden, güzelliklerden (ZKV) vermezler (la ETY) ve bu şekilde paylaşmayarak ayetlerin üstünü örten, değiştiren veya umursamayan (KFR) ruhların sonsuz yaşam (EHR) bilincleri yoktur (la). (8*) Muhakkak ki o ruhlar, işaretlerden emin olup (EMN), karşılıksız iyilik niyetli (SLH) davranışları ile (AML), limitsiz (GYR) memnun edici (MNN) şekilde ödüllendirilirler (ECR). (9*) De ki (QWL): Siz ruhlar iki günde (YWM) yarattığımız (HLK) arzı (ERD) mi inkar ediyorsunuz (KFR) ve tüm alemlerin (ALM) yaratıcısının (RABB) kendi yarattıklarıyla (CAL) O'nu denk mi tutuyor sunuz (NDD)? (10*) Üst üste, dizili olan(RVS) mükemmel bakımından en üstün şekilde (FVK) yaratımlar yaptı (CAL) ve bereketlendirdi (BRK) ve orada tüm gıdaları (QVT) ölçeklendirdi (KDR), dört (RBA) eşit (SVY) döneme yaydı, periodları (YWM) ile ölçeklendirmedir bunu sor, araştır (SAL). (11*) Sonra semaya (SMV) yöneldi (SVY), ve dumanlıydı (DHN). Şöyle dedi (QWL): " Yeryüzüne (ERD) gelin (ETY) isteyerek boyun eğin (TWA) veya istemeyerek (KRH)." Dediler ki (QWL): "İsteyerek boyun eğmeye (TWA) geldik (ETY)." (12*)İki gün içinde (YWM) yedi (SBA) gök semayı (SMW) tamamladı (KDY) ve vahiy etti, her(KLL) göğe (SMW) emirlerini, yapılması gerekenleri (EMR) gönderdi (WHY) ve dünya (DNW) semasını (SMW) donattı (ZYN) aydınlığı (SBH) koruyan sistem ile (HFZ) , bunlar yenilmez olanın (AZZ) işaretleri koyanın (ALM) ölçülendirmesidir (KDR). (13*) Eğer ruh (işaretleri) görmezlikten gelirse (ARD), de ki(QWL): "Uyarıyorum (NZR) yıldırım (SAK) örneği ile (MSL) Ad ve Semud azapları gibi (AVD) . (14*) Elleri ile kendileri gibi dokunabildikleri (YDY) bedenli mesajcı ruhlar (RSL) geldi (CYE), mesajları takip eden (HLF) ve asla ilahi sistemnden başkasına hizmet etmeyen(ABD) ruhlar. Velev diğer ruhlar dediler ki (QWL): "Eğer Yaratıcımız (RABB) irade etseydi, isteseydi (ŞYA) yöneticiler, melikler, otorite melekleri (MLK) gelirdi (NZL)". Şüphesiz mesajcılarımızla ilettiğimiz mesajlarımızı (RSL) bu şekilde inkar ettiler(KFR). (15*) Ad topluluğundaki ruhlarımız (ADV) yeryüzünde (ERD) hakları (HAKK) olmayan şekilde (GYR) büyüklük tasladılar, kibirlendiler (KBR). Dediler ki (QWL): "Kimdir bizden güçlü (ŞDD) ve kuvvetli (KVY). Görmüyorlar mı (RAY), her ruhu tek güçlü (ŞDD) ve tek kuvvet sahibi (KVY) olan yarattı (HLK) ve bu şekilde ayetlerimize (AYY) savaş açmış (CHD) oldular (KWN). (16*) Biz O ruh topluluğu üzerine sarsıcı (SRSR) rüzgar ile (RWN) mesaj gönderdik (RSL), ölümcül (NHS) günlerle (YWM) dünya (DNV) azabını (AZB) tattırmak için! (ZVK) Ruhun sonsuz yaşamındaki (EHR) azabı yükseltilir (AZB) çünkü bu düşük frekanstaki ruhu deaktife edici etkilerdir (KHZY) ve o ruhlar yardım göremezler (la NSR). (17*)Ve Semud halkına (bedenli ruh topluluğuna) (Ve emma Semudu) kılavuz verdik (HDY), körlüğü (AMY) sevdiler (HABB), kılavuzu görmezden geldiler, bakmadılar (la HDY), o zaman yapmış oldukları yüzünden (KWN KSB) yıldırım (SAK) azabı (azb) Ruhlarının frekansını (korku ile) düşürdü (HVN).(18*) Ve kötülük yapmaktan sakınmış ve kalp yaralamaktan (VKY) sakınmış olan ve (KWN) ayetlerden emin olan ruhları (EMN) (ve pozitif yaratım gücü hasar görmemiş DNA larını) kurtardık (NCV). (19*) Ve o gün (YWM) ilahi sistemin "ruh kılavuz kurallarını" aşan ruhlar (ADV) toplanır (HŞR), onlar (DNAlarını pasivize etmek için) ateş enerjisine (eNAWRji) savaş düzenine göre yerleştirilirler (VZA). (20*) Hatta getirildikleri (CYE) zaman, o ruhların aleyine bedenlerinde kulladıkları gözleri (BSR), işitme duyuları (SMA), ciltleri (CLD) yapmış oldukları eylemleri kabul edip (KWN AML) şahidlik eder (ŞHD). (21*) Ve ruhlar dediler ki (KVL) ciltlerine (CLD) "aleyhimize şahitlik ettiniz mi(ŞHD)?" Dediler ki: "Konuşma yetisi ile (NTK) her (KLL) iradeyi, maddeyi, anti-maddeyi (EŞY) ilahi sistem konuşturur (NTK) ve O bedenli ruhu ilk yaşam deneyiminin (EVL) üstesinden gelmesi için bedenlerde bizi de (MRR) yarattı (HLK) ve saf ruh yaratıcısına döndürülecektir (RCA)" (22*) Ve siz ruhunuzu ayetlerdeki satırlarda bildirilen kurallar ile korumadınız (ma STR) tüm ruhların negatif yaratımlarının aleyhinde bedendeki duyu (la SMA), algılama ve görme (la BSR) ve cildleriniz, hisleriniz (la CLD) bedenle yaptıklarınıza tanıklık eder. Ve lakin zan ettiniz ki (ZNN) ilahi sistem çoğu (KSR) eylemlerinizi (EML) işaretlemiyor. (23*) Ve Zan etmek (ZNN) zalimliktir (ZLM). Yaratıcısı (RABB) hakkında zanda bulunan (ZNN) ruhların hasarlı DNA ları (HSR) frekansları düşürülerek(RDY) sonsuz yaşamdaki ışık bedenlerinden (SBH) mahrum edilirler. (24*) Öyleyse bu durumda o ruhların sonsuz hayat yeri (SVY) ateş enerjisi (eNWARji "savaşı") nde sabır gerektiren (SBR) DNA deaktivasyonudur. Umutsuzluklarında (ATB) hiç umut yoktur (ma ATB) (DNA larını kurtarmak için hiç umut beslemesinler UYARISI) . (25*) Dünyada yaptıklarını birbirlerine ve nesillerine süslü gösterdiklerinden (ZYN) bu ruhların soylarının DNA larına kaydedilir (karakter olarak) (KYD), ellerinde tutukları (YDY) beyanlarımız işe yaramadı (ma BYN) ve sonraki nesillerinin takip etmesi gerekli şekilde halifelik kayıtları olmadı (ma HLV) ve sözlerimizi aleylerine kendi ruhlarına hak yaptılar (HKK), cin ruh (CNN) ve insan ruh (ENS) topluluklarının önce kabul edip (KBL) sonra kılavuzu terk edenlerinin (HLV) bu durum ruhlarına hasar vermiştir (KWN HSR). (26*) Ve Ve ilahi gerçekleri örten, önemsemeyen, inkar eden, negatif versiyona çeviren (KFR) ruhlar derler ki (QWL) : bu kuranda (KRE) duyduklarınız (SMA) anlaşılmıyor (la) ve böyle saçma sapan konuşarak hakkında boş sözler ederek (anlamıyoruz diye) tartışırlar (LGV), içlerinde galip gelen (GLB) ruhlar olur. (27*) Ve bu gerçekleri örten, önemsemeyen, inkar eden, negatif versiyona çeviren (KFR) ruhlar en şiddetli (ŞDD) azabı (AZB), yarattıklarının en kötü versionunu (KWN AML) tadacaklar (ZVK). (28*) İşte ilahi sistemin işaretlerini menfaatlerine göre değiştiren (ADV) O ruhların cezası (CZY) ates eNARjisidir (NWR), onlar için içinde sürekli mesken tutup yaşayacakları (HLD), ayetlerimizi (AYY) kabul etmeyerek anlamlarına savaş açtıkları (KWN CHD) için ceza verilir (CZY). (29*)."Rabbimiz (RABB) altında (THT) yarattığın (CAL) sefil olduğumuzda (KWN SFL) bizi ilerletip (KDM) bizi yanlışa hizmet ettiren (DLL) Cin ruhları (CNN) ve ins ruhları (ENS) ikisinide bize göster (RAY)". (30*) Muhakkak emin ruhlar şöyle derler (QWL) : "İlahi sistemi yaratan Yaratıcımız (RABB) dır" Ardından kusursuz sağlam ruhların üzerine (QWM) melekler (MLK) indirilir (NZL), "korkmayın (la KHVF) ve üzülmeyin (la HZN), vaad edilmiş (KWN VAD) cennete (CNN) girmeniz müjdesi verilen beserler (BSR), (31*) (Bu) Biz ruhları dünya deneyiminde (DNV) ve ruhun sonsuz (EHR) hayatlarında (HYY) ruhun (NFS) şehvet duyduğu, arzuladığı (ŞHV) istediği herşeyi (DAV) yerine getiren velileriz (VLY), (32*) Yarattığı ruhların hatalarını ve günahlarını affeden (GFR) ve koruyan (RHM) yaratıcımız tarafından indirildik" (33*) Ve kimin ruhu güzel, pozitif (HSN) konuşan (QWL), ilahi sistemden yardım isteyen (DAV), pozitif sonuçlanacak şekilde iyi niyetle (SLH) karşılıksız iyilik, iyi iş (AML) yapan ruh ise, "(o gün) barışa hizmet eden müslüman ruhum (SML)" der (QWL). (34*) Ve ruhlar eşit değildir (la SWY) sürekli karşılıksız iyilik yapan ruhlar vardır (HSN) ve onlar asla olumsuz düşünmezler (la SWE), iyi niyetli güzel duyguları ile kötüyü iyilik (HSN) ile değiştirip (DFA), her durumu iyilikle birleştirip pozitifi beyan (BYN) ettikleri zaman, ruhlar arasında kötüyü, kötülüğe beyanı (BYN) eritir, yok ederler (HMM) bu ruhlar velidir (VLY) (*veli esması kaderi değitiren demektir). (35*) İlla sabreden (SBR) ruhlardan başkası bu tecrubeye ulaşamaz (ma LKY) ve illa azimle, büyük uğraşla (AZM) yeterliliğe sahip olan (HZZ) dan başka ruhda bize ulaşamaz (ma LKY). (36*) Eğer şeytani, olumsuz (ŞTN) kötü düşüncelerle (NZG) düşünürsen bunu fark eder etmez (NZG) ilahi sisteme sığın (AVZ) çünkü "O" her isareti, frekansı (ALM) işitendir (SMA). (37*) Ve gece (LYL) ve gündüzün akışı (NHR) sizin için önemli işaretler barındırır, çok iyi gözlemleyin (AYY), ama ne güneşe (la ŞMS) ve nede aya (la KMR) secde edin (SCD), güneş (ŞMS) ve ayı (KMR) yaratana (HLK) secde edin , kötülüklerden arının, ve ruh olarak sadece pozitif olan düşünceye, niyete hizmet edin (ABD). (38*) Ruh yaratıcısının (RABB) farkında olduğu zaman (AND) gece (LYL) gündüz (NHR) kendi kaderini yaratma gücü yükselir, frekansı büyür (KBR), ışık bedene sahip olacak olan ruhlar (SBH) asla usanmadan karşılıksız iyiliğe hizmet ederler (la SEM). (39*) Senin topraği (ARD) kurumuş (HŞA) görmen (RAY) önemsemen gereken ilahi işaretlerdendir (AYY). Suyu yağmur şeklinde (MVH) toprak üzerine ilettiğimiz zaman (NZL) su kuru toprakta frekans oluşturur ve toprağı titreştirir (HZZ) ve ilaveten kabartır (RBV), gerçekten O ki diriltendir (HYY) ölü olan (MVT) her (KLL) şeyi, maddeyi (EŞY) ölçüye göre de onlara kader, yaşam verir (KDR). (40*) Kuşkusuz ruhlar ayetlerimizi kendi menfaatlerine kullanarak (AYY) hileler yaparlar (LHD), bu gizli kalmaz (la HFY), kıyam, bozulmamış ve bozulmuş ruhları ayırma (QWM) günü (YWM) ates eNARjisi ile (NWR) yok edilmeye getirilmiş ruh mu (ATY) iyiliğe hizmet eden hayırlı ruhtur (HYR) yoksa işaretlerden emin şekilde hareket etmiş (EMN) olarak getirilen (ATY) ruh mu? "O" istediğiniz, irade ettiğiniz (EŞY) işleri (AML) bedenli ruhlarınızla yaptığınızı sizin gözleriniz ile görendir (BSR). (41*) Gerçekten ruhlar onlara gönderdiğimiz zaman (CYE) öğütleri, önemli bilgileri (ZKR) inkar ettiler, önemsemediler, değiştirdiler (KFR) ve gerçekten bu koyduğu yasalar yenilmez olanın (AZZ) kitabıdır (KTB). (42*) Dokunduğunuz, elinizle tutabildiğiniz (YDY) beyan şeklindeki kitap ile (BYN) faydasız, yalan, batıl bilgi (BTL) ruha getirilmez (la ATY), kusursuz hüküm veren (HKM) ve kusursuz yaratımın övgüye değer yaratıcısı ve ruhunun tek sahibinden (HMD) izlenecek kurallar, halifelik esasları (HLF) bu kitapla indirilmiştir (NZL). (43*) (Bu esaslar) Bizim tarafımızdan onaylanmış (KBL) mesajcı ruhlar (RSL) tarafından söylenmiş (QWL) esasların ancak aynı, birebir söyleminden başka birşey değildir (ma QWL). Kesinlikle ruhunun yaratıcısı (RABB) negatif düşüncelerini, hatalarını affeden ve başarıya ulaştıran (GFR) ve bencil ve kötü niyetli işlerinin karşığında (AKB) sizin ruhunuza acı verendir (ELM). (44*) Velev Kuranı (KRE) yabancısı olduğunuz sembol dilindede, okuyup düşünüp hayal edemeyeceğiniz şekilde (ACM) yapsaydık bile (CAL), derlerdi ki (QWL); "Delilllerin, işaretlerin (AYY) açıklamalı, ayrıntılı anlatımı yok mu (la FSL), yabancı mı (ACM), kolay mı (ARB)? ". De ki (QWL): "O, emin olan (EMN) ruhlar için kılavuzdur (HDY) ve ruhun frekansını sağlıklı çalıştırır (ŞFY), Emin olmayan (la EMN) ruhlar için , uzak olan mesafeden (KWN BAD) çağırılıyorlarmış gibi (NDV) frekans algısı (EZN) düşüktür, algı yavaştır, ağırdır (VKF) ve epifiz bezlerini körleştirir (AMY). (45*) Kuşkusuz Musa'ya içinde izlenmesi gereken işaretlerin açıklandığı (HLF) kitabı (KTB) gönderdik (ATY). Velev ruhunun Yaratıcısından (RABB) "önde olmak için yarışın" (SBK, szlk 446) sözü verilmiş olmasaydı (la KLM), şüpheli ruhlar (ŞKK) veya işaretler hakkında diğer ruhları şüpheye düşüren ruhlar (RYB) hakkında beyanlarına göre veya soyları hakkında (BYN) (DNA deaktivasyonları için) hüküm verilirdi (KDY). (46*) Kim iyi niyetli olarak (SLH) iyilik yapar, beklentisiz davranırsa (AML) ruhunu mutlu eder (NFS), kim negatife odaklanırsa (SWE) ruhunun aleyhinedir, zararınadır. Pozitife hizmet eden ruhlara karşı (ABD) yaratıcın zalim değildir (ma RABB ZLM). (47*) Saat (SWA) ilmine, işaretine (ALM) göre tüm ruhlar O'na döner (RDD). Meyve ağaçlarından (KMM) meyveler (SMR) tomurcuklanamaz (ma HRC), insanlar (ENS) hamile kalamaz (maHML) ve illa ilim ile (ALM) olmadan hiçbirşey ortaya konmaz (la VDA). Ve o gün (YWM) neredelerse tüm yaratılmışlar, ruhlar (ŞRK) çağırılır, davet edilir (NDW). (Yaratılmış tüm ruhlar) Derler ki (QWL): "işittik, zanettik (EZN), bizler gerçeğin şahidi olamadık" (ma ŞHD)". (48*) Ve Onlardan yanlış yolda olmuş ruhlar (DLL) ve kabul edip (KBL) ve zan edip (ZNN) yardım almış oldukları diğer ruhlar (KWN DAV) için kaçış yoktur (ma HYS). (49*) İnsanlar, bedenlendirilmiş ruhlar (ENS) durmadan (la SEM) iyi şeylere sahip olmak (HYR) isterler (DAV), eğer kendisine kötülük (ŞRR) dokunursa (MSS) ümitsiz olur (YES) ve işaretleri kaybederler (KNT). (50*) Kuşkusuz ruhları koruruz (RHM) ve zevkler tattırırız (ZVK) sonra ruha (BAD) darlık (DRR) dokundururuz (MSS), kesinlikle derler ki(QWL) : " Bu hayat benim için, saatin (SWA) durduracağını (QWM) sanmıyorum (ma ZNN), eğer ruhum iyilikler yaparsa (HSN) yaratıcısının (RABB) yanına (AND) (RABB) geri döndürülür (RCA) mesajı gelmiştir (NBA), işaretleri yalanlayan, örten, değiştiren, umursamamış ruhlara (KFR) sert (GLZ) azap (AZB) tattırırız (ZVK) (51*) Ve ne zaman insanlara (ENS) üstün özelliklerini kullanma izni, nimet versek (NAM), ruhlar gerçeklerden ve birbirine yardımdan uzaklaşırlar (ERD), kalp kırarak (CNB) frekanslarını düşürürler (NEY) ve o zaman o ruha kötülük (ŞRR) dokunabilir (MSS), uzaklaştığını hemen yardım çağırır (ERD) yalvararak ister (DAV). (52*) De ki (QWL): "Görselleştirerek Düşünün, hayal edin ve anlayın (RAY), (verdiğimiz güç, nimet ile) iyilik sisteminden koparak uzaklaşıp (ŞKK) karşı tarafa, negatife hizmet eden (BAD) ruhlar yanlış yolda frekanslarını düşürür, yolunu kaybeder (DLL) sonra ilahi sistem tarafından (AND) gönderilmiş işaretleri önemsemez, üstünü örter veya kendi menfatine değiştirirler (KFR). (53*) Görselleştirerek Düşünen ve gerçekleri anlayan gören ruhlar (RAY) en uzaktaki, en uç noktalardaki işaretlerimizi, delillerimizi, ayetleri anlarlar (AYY), hatta açıkça beyanlar görürler (BYN) bu o ruhların hakkıdır (HAKK), o ruh herşeye (KLL EŞY) şahid edilir (ŞHD), yaratıcısı (RABB) ona yetmez olur mu (lem KFY)? (54*) Hayır! Ruhlar yaratıcıları ile (RABB) karşılaşma konusunda (LKF) kuşku içindeler (MRY). Hayır! Her şey (KLL EŞY) O'nun tarafından kuşatılmıştır, bir şeyi tamamen veya tüm halleri veya koşullarıyla kavramak veya bilmek, bir şeyi dışsal olarak bilmek ve bir şeyin en ince ayrıntısına kadar ulaşmak, bir şey hakkında kapsamlı ve tam bilgiye sahip olmak, basiret veya ihtiyat veya iyi muhakeme ile bir yol veya şey izlemek, tedbir almak, kesin iyilik yolunu izlemek, en başarılı iyilik etme yollarını aramak, en emin iyilik yöntemini seçmek için dünya deneyimine gönderilmişlerdir (HVT).
Annenin sana özel notları: Fussilet suresinde; Fizik, astronomi, ziraat, botanik, ısı bilimi, optik bilimini anlatan ayetlerin açıklamaları aşağıdaki gibidir.
FUSSILET 10 bilim ayetidir ve araştırılması ve açıklanması istenen konu şudur: Üst üste, dizili olan(RVS) mükemmel bakımından en üstün şekilde (FVK) yaratımlar yaptı (CAL) ve bereketlendirdi (BRK) ve orada tüm gıdaları (QVT) ölçeklendirdi (KDR), dört (RBA) eşit (SVY) döneme yaydı, periodları (YWM) ile ölçeklendirmedir bunu sor, araştır (SAL). / Ayette mevsimlerin oluşum kanunlarına bağlı olarak topraktan çıkan farklı ürünlerin olduğu anlatılmış ve bunları da araştırmamız istenmiştir, Mevsimlerin oluşumu, Dünya’nın Güneş etrafındaki yıllık hareketi ve dönme ekseninin eğikliği ile ilgili bir fizik ve astronomi konusudur. Farklı ürünlerin farklı mevsimlerde ekilmesi ise ziraat ve botanik ile ilgili bir konudur. Tarım ve ziraat, bitkilerin yetiştirilmesi, hasat edilmesi ve pazarlanması ile ilgilenen bir bilim dalıdır. Botanik ise bitkilerin yapısı, sınıflandırılması, yaşam döngüleri ve ekolojisi ile ilgilenen bir bilim dalıdır.
FUSSILET 12 bilim ayetidir ve araştırılması ve açıklanması istenen konu şudur: İki gün içinde (YWM) yedi (SBA) gök semayı (SMW) tamamladı (KDY) ve vahiy etti, her(KLL) göğe (SMW) emirlerini, yapılması gerekenleri (EMR) gönderdi (WHY) ve dünya (DNW) semasını (SMW) donattı (ZYN) aydınlığı (SBH) koruyan sistem ile (HFZ) , bunlar yenilmez olanın (AZZ) işaretleri koyanın (ALM) ölçülendirmesidir (KDR). / Ayette atmosferden ve fonksiyonlarından bahsediliyor, gökyüzünü neden mavi görüyoruz, aksi taktirde aydaki gibi ışık yeryüzünde ısı ve aydınlık şeklinde korunmaz sadece yansıtılırdı, bu şekilde gündüzleri aşırı ısıya ve direk kırılmamış güneş ışınlarına ve geceleri ise aydınlatılması mümkün olmayacak bir karanlığa ve her gece buzlanmaya mağruz kalırdık. Gökyüzünü neden mavi görüyoruz sorusunun cevabı fizik ve astronomi ile ilgilidir. Güneş’ten gelen beyaz ışık, atmosfere girdiğinde hava molekülleri tarafından saçılır. Bu saçılma olayında ışığın içindeki farklı renkler (dalga boyları) farklı oranlarda saçılır. Kısa dalga boylu mavi ışık, uzun dalga boylu kırmızı ışığa göre daha fazla saçıldığı için gökyüzü mavi görünür. Aydaki ışık yeryüzünde ısı ve aydınlık şeklinde korunmaz sadece yansıtılırdı sorusunun cevabı ise ısı bilimi ve optik bilimi ile ilgilidir. Ay aynı Dünya gibi, kendi ışığını üreten bir cisim değildir, Güneş’ten gelen ışığı emer ve yansıtır. Ayın yüzeyi pürüzlü ve tozlu olduğu için yansıyan ışık bir nebze dağılır ve azalır. Bu nedenle Ay’dan gelen ışık, Güneş’ten gelen ışığa göre çok daha zayıftır ve gecelerimizi aydınlatamaz, sadece kendini görünür kılar. Yani Ay’dan gelen ışık, Dünya’nın yüzeyini çok az aydınlatır ve ısıtmaz. Ay’ın yüzeyinde ise atmosfer olmadığı için Güneş’ten gelen ışık doğrudan gelir ve yüzeyi çok fazla ısıtır. Gündüzleri sıcaklık yaklaşık 130 °C, geceleri ise -170 °C civarındadır.
Ek bilgi: Belki ilginizi çeker ve ruhunuzun yaratıcısının mükemmel yaratımlarını daha çok merak eder ve daha çok araştırısınız diye sizin için küçük bir araştırma yaptım. Emir verilen "duman" hangi görevleri yerine getirmektedir bir bakalım. Atmosferdeki yedi katman ve görevleri hakkında size aşağıda kısa bilgi verdim. Atmosfer, Dünya’yı çevreleyen ve her biri farklı özelliklere sahip olan gaz katmanlarıdır. Toplamda beş ana katmandan oluşur. Bunlar şunlardır:
Troposfer: Yeryüzüne en yakın katmandır. Ortalama 10 km yüksekliğe kadar uzanır. Hava olaylarının, bulutların, yağışların ve rüzgarların görüldüğü katmandır. Yükseklik arttıkça sıcaklık azalır.
Stratosfer: Troposferin üzerinde yer alır. Ortalama 50 km yüksekliğe kadar uzanır. Ozon tabakasının bulunduğu katmandır. Ozon tabakası, Güneş’ten gelen zararlı ultraviyole ışınlarını emerek Dünya’yı korur. Yükseklik arttıkça sıcaklık artar.
Mezosfer: Stratosferin üzerinde yer alır. Ortalama 80 km yüksekliğe kadar uzanır. Meteorların yanarak parçalandığı katmandır. Yükseklik arttıkça sıcaklık azalır.
Termosfer: Mezosferin üzerinde yer alır. Ortalama 500 km yüksekliğe kadar uzanır. İyonosfer adı verilen bir alt katmanı içerir. İyonosfer, Güneş’ten gelen yüklü parçacıkları iyonize ederek radyo dalgalarının iletimini sağlar. Ayrıca kuzey ve güney kutuplarında kutup ışıklarının oluştuğu katmandır. Yükseklik arttıkça sıcaklık artar.
Ekzosfer: Termosferin üzerinde yer alır. Ortalama 10 bin km yüksekliğe kadar uzanır. Atmosferin en üst katmanıdır. Gaz molekülleri çok seyrektir ve uzay boşluğuna kaçabilirler.
---
AÇIKLAMALI DİLBİLGİSİ (bilginin alındığı yapay zeka kaynağı: https://chat.openai.com):
FUSSILET 2. Tenzilun miner rahmanir rahim = NZL RHM RHM = Merhametli Yaratıcın (RHM) ve Şefkatle Koruyan Yaratıcın (RHM) tarafından indirilmiştir (NZL) cümlesinde "Tenzilun" kelimesi, "indirilen" veya "inzal edilen" anlamına gelir. Bu kelime, "nezil" kökünden türetilmiştir ve bir şeyin üstten aşağıya doğru inmesi veya indirilmesi anlamını taşır. "Min" kelimesi, "dan" veya "den" anlamına gelir ve bir şeyin kaynağını veya nereden geldiğini belirtir. "Rahmanir Rahim" ifadesi, Arapça'da "Merhametli ve Şefkatli" anlamına gelir. Rahman ve Rahim, İslam'ın Allah'ın iki ismidir ve merhametin kaynağı olarak nitelendirilirler. Bu ifade, bir ayetin, Rahman ve Rahim olan Allah tarafından gönderildiğini ifade eder.
FUSSILET 3.Kitabun fussilet ayatuhu kur'anen arabiyyen li kavmin ya'lemun. = KTB FSL AYY KRE ARB QWM ELM: Ruhların bilgi sahibi (ELM) olmaları için kolay anlaşılan dil, sembol dili, kodlama dili olan (ARB) kuranca (KRE) ayetlerle (AYY) detaylı açıklamaları içeren (FSL) kitaptır (KTB) cümlesindeki "Kitabun" kelimesi, "kitap" anlamına gelir. "Fussilet" kelimesi, "açıklanmış" veya "detaylandırılmış" anlamına gelir. Bu kelime, "fesle" kökünden türetilmiştir ve bir şeyin açık ve net bir şekilde ifade edildiğini ifade eder. "Ayatuhu" kelimesi, "ayetleri" anlamına gelir. "Ayah" kökünden türetilen bu kelime, Kur'an'daki bölümleri veya ayetleri ifade eder. "Kur'anen" kelimesi, "Kur'an" anlamına gelir. Kur'an, İslam'ın kutsal kitabıdır. "Arabiyyen" kelimesi, burada isim halde olmadığından sıfat olarak "kolay" anlamına gelir. "Li" kelimesi, "için" veya "bir topluma yönelik" anlamına gelir. "Kavmin" kelimesi, "toplum" veya "millet" anlamına gelir. "Ya'lemun" kelimesi, "bilenler" veya "bilgili olanlar" anlamına gelir. "Alima" kökünden türetilmiş bu kelime, bilgi sahibi olma anlamını taşır.
FUSSILET 4. Beşiren ve nezira, fe a'rada ekseruhum fehum la yesmeun. = BSR NZR ARD KSR la SMA: Bedenli ruhların çoğu (KSR) bu gerekli bilgilere (BSR) ve uyarılara (NZR) kulak tıkar (la SMA), o zaman olaylara karşı olumsuz tepki verirler (ARD). cümlesindeki "Beşiren" kelimesi, "müjdeleyici" veya "iyi haber veren" anlamına gelir. Bu kelime, "beşara" kökünden türetilmiştir ve birini olumlu bir haberi veya müjdeyi bildiren bir kişiyi ifade eder. "Nezira" kelimesi, "uyarıcı" veya "korkutucu" anlamına gelir. Bu kelime, "nezer" kökünden türetilmiştir ve birini tehlike veya olumsuz sonuçlar hakkında uyaran bir kişiyi ifade eder. "Fe" bağlacı, "o zaman" veya "bunun üzerine" anlamına gelir ve bir olayın veya durumun gerçekleşmesinden sonra başka bir olayın veya durumun meydana geldiğini ifade eder. "A'rada" kelimesi, "yüz çevirmek" veya "geri çevirmek" anlamına gelir. Bu kelime, "a'rad" kökünden türetilmiştir ve bir kişinin bir şeye karşı ilgisiz veya olumsuz bir tepki vermesini ifade eder. "Ekseruhum" kelimesi, "çoğu" anlamına gelir. Bu kelime, "kesir" kökünden türetilmiştir ve bir grubun veya topluluğun çoğunluğunu ifade eder. "Fehum" kelimesi, "onlar" anlamına gelir. Bu kelime üçüncü çoğul şahıs zamiri olarak kullanılır. "La yesmeun" ifadesi, "işitmezler" anlamına gelir. "Seme" kökünden türetilen bu ifade, bir şeyi duymama veya dinlememe eylemini ifade eder. Bu ifade, müjdeleyici ve uyarıcı olarak görev yapan birilerinin olduğu halde, insanların çoğunluğunun yüz çevirerek ilgisizlik gösterdiğini ve artık dinlemediklerini ifade eder.
FUSSILET 5. Ve kalu kulubuna fi ekinnetin mimma ted'una ileyhi ve fi azanina vakrun ve min beynina ve beynike hicabun fa'mel innena amilun.= KWL KLB KNN DAV EZN VKR BYN BYN HCB AML AML: Ve dediler ki (KWL); " İlahi sistemin isteği üzerine (DAV) ilahi beyanlarla (BYN) kendi beyan algımız arasında (BYN) Kalplerimizin içinde (KLB) sahip olduğumuz gücün üstü perde ile örtülüdür (KNN) ve kulaklarımızın içinin arasında (EZN) ağırlık vardır (VKR). Biz yaptıklarımızın (AML) aynısını yinede yaparız (AML) cümlesindeki "Ve" bağlacı, "ve" veya "ve ayrıca" anlamına gelir ve birbiriyle ilişkili iki veya daha fazla cümleyi birleştirir."Kalu" kelimesi, "dediler" anlamına gelir. Bu kelime, "kāla" kökünden türetilmiştir ve bir grup insanın konuştuğunu veya bir şeyi söylediğini ifade eder. "Kulubuna" kelimesi, "kalplerimiz" anlamına gelir. "Kalb" kelimesi, Arapça'da hem fiziksel hem de duygusal anlamda kalbi ifade eder. "Fi" kelimesi, "içinde" veya "de" anlamına gelir ve bir şeyin içinde veya bir durumun içinde olduğunu belirtir. "Ekinnetin" kelimesi, "örtülüdür" veya "perde altında" anlamına gelir. Bu kelime, "kenet" kökünden türetilmiştir ve bir şeyin kapalı veya örtülü olduğunu ifade eder. "Mimma" kelimesi, "senin" anlamına gelir ve bir şeyin sahibini veya birine ait olduğunu belirtir. "Ted'una" kelimesi, "çağırdığın" anlamına gelir. Bu kelime, "davet" kökünden türetilmiştir ve birini bir şeye çağırma veya davet etme anlamını taşır. "Ileyhi" kelimesi, "ona" veya "onun yanına" anlamına gelir ve bir şeyin veya birinin hedefi veya yönelimi olduğunu belirtir. "Azanina" kelimesi, "kulaklarımız" anlamına gelir. Bu kelime, "azan" kökünden türetilmiştir ve birinin duyma organını ifade eder. "Vakrun" kelimesi, "ağırlık" veya "yük" anlamına gelir. Bu kelime, "vākır" kökünden türetilmiştir ve bir şeyin ağırlığını ifade eder. "Min" kelimesi, "arasında" veya "arasında" anlamına gelir ve iki şey arasındaki ilişkiyi belirtir. "Beynina" kelimesi, "aramızda" anlamına gelir. "Beyn" kökünden türetilen bu kelime, iki şey arasındaki mesafeyi veya ilişkiyi ifade eder. "Beynike" kelimesi, "aranızda" anlamına gelir. Bu kelime, "beyn" kökünden türetilmiştir ve iki kişi veya şey arasındaki ilişkiyi ifade eder. "Hicabun" kelimesi, "perde" veya "örtü" anlamına gelir. Bu kelime, bir şeyin görünürlüğünü engelleyen veya gizleyen bir perdeyi ifade eder. "Fa'mel" kelimesi, "işle" veya "çalış" anlamına gelir. Bu kelime, "emel" kökünden türetilmiştir ve bir eylemde bulunmayı ifade eder. "Innena" kelimesi, "biz" anlamına gelir ve birinci çoğul şahıs zamiri olarak kullanılır. "Amilun" kelimesi, "işliyoruz" veya "yapıyoruz" anlamına gelir. Bu kelime, "amel" kökünden türetilmiştir ve bir işi veya eylemi yapma anlamını taşır. Bu ifade, bir grup insanın kalplerinin örtülü olduğunu, çağrılan şeyde bir ağırlık hissettiklerini, aralarında ve aralarındaki bir perde olduğunu ifade eder. Ancak yine de iş yapmaya devam ettiklerini belirtir.
FUSSILET 6. Kul innema ene beşerun mislukum yuha ileyye ennema ilahukum ilahun vahidun festekimu ileyhi vestagfiruh, ve veylun lil muşrikin. = QWL BSR MSL VHY ELH ELH VHD QWM GFR ŞRK: De ki (QWL): "Ben sadece bedenlenmiş ruhum (BSR) sizin gibi (MSL). İlahi sistemden (ELH) gelen ilahi kuralların (ELM) mesajı (VHY), tek ilahi sistem vardır (VHD), sistemi ayakta tut (QWM), hata yaptığında özür dile, af dile (GFR), başka şeye öncelik veren ruhun (ŞRK) bu felaketi olur (veylun)." cümlesinde "Kul" kelimesi, "de ki" anlamına gelir. Bu kelime, birisi üzerine konuşan veya bir mesaj iletirken kullanılan bir ifadedir. "Innema" kelimesi, "sadece" veya "yalnızca" anlamına gelir. Bu kelime, bir şeyin sınırlı veya özel olduğunu ifade eder. "Ene" kelimesi, "ben" anlamına gelir ve birinci tekil şahıs zamiri olarak kullanılır. "Beşerun" kelimesi, "insan" anlamına gelir. Bu kelime, insan türünü ifade eder. "Mislukum" kelimesi, "sizin gibi" veya "sizinkine benzer" anlamına gelir. Bu kelime, bir şeyin diğerine benzerlik gösterdiğini ifade eder. "Yuha ileyye" ifadesi, "bana vahiy olunuyor" anlamına gelir. "Vahiy" kelimesi, Allah'ın ilahi mesajını bir elçiye iletme anlamını taşır. "Ennama ilahukum ilahun vahidun" ifadesi, "sadece ilahınızın tek olduğu" anlamına gelir. Bu ifade, sadece bir ilahın tanrılığını ifade eder. "Festekimu ileyhi" ifadesi, "O'na yönelin" veya "O'na bağlanın" anlamına gelir. "Stekam" kökünden türetilen bu ifade, birinin birine doğru yönelmesini veya bağlanmasını ifade eder. "Vestagfiruh" kelimesi, "bağışlanma dileyin" veya "istighfar edin" anlamına gelir. "İstighfar" kelimesi, günahların affı ve bağışlanması için Allah'a dua etme anlamını taşır. "Veylun lil muşrikin" ifadesi, "ve şirk koşanlar için yazıklar olsun" anlamına gelir. "Veyl" kelimesi, bir uyarı veya beddua ifadesidir ve "yazıklar olsun" veya "felaket olsun" anlamını taşır. "Muşrik" kelimesi, Allah'a ortak koşan veya başka tanrılarla O'nu birlikte tanıyan kişiyi ifade eder. Bu ifade, insan olduğunu ve kendisine sadece tek bir ilahın vahyedildiğini belirten bir mesajı iletiyor. İnsanların bu ilaha yönelmesi, bağışlanma dilemesi ve şirk koşanlar için ise uyarıda bulunulması gerektiğini ifade ediyor.
FUSSILET 7. Ellezine la yu'tunez zekate ve hum bil ahireti hum kafirun. = la ETY ZKV EHR KFR: O ruhlar sahip oldukları rızıklardan, nimetlerden, iyiliklerden, bilgiden, güzelliklerden (ZKV) vermezler (la ETY) ve bu şekilde paylaşmayarak ayetlerin üstünü örten, değiştiren veya umursamayan (KFR) ruhların sonsuz yaşam (EHR) bilincleri yoktur (la). cümlesinde "Ellezine" kelimesi, "onlar" anlamına gelir ve üçüncü çoğul şahıs zamiri olarak kullanılır. "La yu'tunez zekate" ifadesi, "zekâtı vermezler" anlamına gelir. "Yu'ti" kelimesi, "vermek" veya "vermemek" anlamına gelir ve "zekât" ise İslam'da zorunlu bir sadaka türünü ifade eder. "Ve hum bil ahireti" ifadesi, "ve onlar ahirete" anlamına gelir. "Bil" kelimesi, "ile" anlamına gelir ve bir şeyin bir başka şeyle ilişkisini ifade eder. "Hum kafirun" ifadesi, "onlar kafirdir" anlamına gelir. "Kafir" kelimesi, İslam dini bağlamında bir kişinin Allah'a veya İslam inancına inanmamasını ifade eder. Bu ifade, zekâtı vermeyen ve aynı zamanda ahirete inanmayan kimselerden bahsetmektedir. Bu kişiler, Allah'ın emri olan zekâtı yerine getirmezler ve aynı zamanda ahirete ilişkin inançları da bulunmaz.)
FUSSILET 8. İnnellezine amenu ve amilus salihati lehum ecrun gayru memnun. = EMN AML SLH ECR GYR MNN: Muhakkak ki o ruhlar, işaretlerden emin olup (EMN), karşılıksız iyilik niyetli (SLH) davranışları ile (AML), limitsiz (GYR) memnun edici (MNN) şekilde ödüllendirilirler (ECR). cümlesinde "İnnellezine" kelimesi, "muhakkak ki onlar" anlamına gelir ve vurgu yapmak için kullanılır. "Amenu" kelimesi, "iman etmek" anlamına gelir. Bu kelime, inancı ve inanç eylemlerini ifade eder. "Amilus salihati" ifadesi, "salih amellerde bulunanlar" anlamına gelir. "Amel" kelimesi, "eylem" veya "amel" anlamına gelir ve salih, iyi ve doğru eylemleri ifade eder. "Lehum ecrun" ifadesi, "onlar için bir mükâfat" anlamına gelir. "Ecr" kelimesi, "mükâfat" veya "ödül" anlamına gelir. "Gayru memnun" ifadesi, "kesintisiz" veya "sınırsız" anlamına gelir. Bu ifade, mükâfatın sürekli ve kesintisiz olduğunu vurgular. Bu ifade, emin olarak ve salih amellerde bulunanların, sürekli bir mükâfata sahip olduklarını ifade eder.)
FUSSILET 9. Kul e innekum le tekfurune billezi halakal arda fi yevmeyni ve tec'alune lehu endada, zalike rabbul alemin. = QWL KFR HLK ERD YWM CAL NDD RABB ALM: De ki (QWL): Siz ruhlar iki günde (YWM) yaratığımız (HLK) arzı (ERD) mi inkar ediyorsunuz (KFR) ve tüm alemlerin (ALM) yaratıcısının (RABB) yarattıklarına (CAL) O'nu denk mi tutuyor sunuz (NDD)? cümlesinde "Kul" kelimesi, "de ki" anlamına gelir. Bu kelime, birisi üzerine konuşan veya bir mesaj ileten bir ifadedir. "E innekum" ifadesi, "siz mi" anlamına gelir. "E" soru anlamı taşırken, "innekum" ise "siz" anlamına gelir. "Le tekfurune" ifadesi, "inkar mı ediyorsunuz" anlamına gelir. "Tekfur" kelimesi, "inkar etmek" veya "küfretmek" anlamına gelir. "Billezi halakal arda fi yevmeyni" ifadesi, "iki günde yaratılan arzı" anlamına gelir. "Halaka" kelimesi, "yaratmak" anlamına gelir. "Ve tec'alune lehu endada" ifadesi, "ve O'na denk bir ilah daha kılıyorsunuz" anlamına gelir. "Tec'alune" kelimesi, "kılmak" veya "yerleştirmek" anlamına gelir. "Zalike rabbul alemin" ifadesi, "işte O, alemlerin Rabbi'dir" anlamına gelir. "Rabb" kelimesi, "Rab" veya "Rabbul alemin" ifadesi, "alemlerin Rabbi" veya "evrenin Rab" anlamına gelir. Bu ifade, kişilere yöneltilen bir soru ve ifadedir.
FUSSILET 10. Ve ceale fiha revasiye min fevkıha ve bareke fiha ve kaddere fiha akvateha fi erbeati eyyam, sevaen lis sailin. = CAL RSV FVK BRK KDR QVT RBA YWM SVY SAL: Üst üste, dizili olan(RVS) mükemmel bakımından en üstün şekilde (FVK) yaratımlar yaptı (CAL) ve bereketlendirdi (BRK) ve orada tüm gıdaları (QVT) ölçeklendirdi (KDR), dört (RBA) eşit (SVY) dönem, mevsim(YWM) ile ölçeklendirme (SAL). cümlesinde "Ve ceale fiha revasiye min fevkıha" ifadesi, "Ve O, içinde üst üste yerleştirdiği yüksek dağlarla" anlamına gelir. "Revasiye" kelimesi, "üst üste" veya "dizili" anlamına gelir. "Fevkıha" kelimesi ise "dağlar" anlamına gelir. "Ve bareke fiha" ifadesi, "ve bereketlendirdiği" anlamına gelir. "Bareke" kelimesi, "bereket" anlamına gelir. "Ve kaddere fiha akvateha" ifadesi, "ve içinde belirli bir süre takdir ettiği" anlamına gelir. "Kaddere" kelimesi, "ölçmek" veya "takdir etmek" anlamına gelir. "Akvateha" kelimesi ise "belirli bir süre" anlamına gelir. "Fi erbeati eyyam" ifadesi, "dört gün içinde" anlamına gelir. "Eyyam" kelimesi, "günler" anlamına gelir. "Sevaen lis sailin" ifadesi, "soranlara bir ölçüdür" anlamına gelir. "Seva" kelimesi, "ölçü" veya "miktar" anlamına gelir. "Sail" kelimesi ise "soranlar" anlamına gelir. Bu ifade, Allah'ın yarattığı dünyanın bazı özelliklerine ve düzenlemelerine işaret etmektedir. Dağların yükseklikleriyle ve doğal kaynakların bereketiyle ilgili bir vurgu yapılmaktadır. Ayrıca, gıdaların da belirli bir süre içinde takdir edilen bir düzen içinde sunulduğu belirtilmektedir. Bu düzen, Allah'ın yaratma ve ölçme gücünü göstermektedir. İfade ayrıca, bu düzenin soranlar için bir ölçü olduğunu ifade etmektedir.
FUSSILET 11. Summesteva iles semai ve hiye duhanun fe kale leha ve lil ardı'tiya tav'an ev kerha, kaleta eteyna taiin. = SVY SMV DHN QWL ERD ETY TWA KRH QWL ETY TWA: Sonra semaya (SMV) yöneldi (SVY), ve dumanlıydı (DHN). Şöyle dedi (QWL): " Yeryüzüne (ERD) gelin (ETY) isteyerek boyun eğin (TWA) veya istemeyerek (KRH)." Dediler ki (QWL): "İsteyerek boyun eğmeye (TWA) getirildik (ETY)." cümlesinde "Summesteva iles semai" (ثُمَّ استَوَىٰ إِلَى السَّمَاءِ) ifadesi, "Sonra göğe yöneldi" anlamına gelir. "Summe" kelimesi "sonra" anlamına gelir, "istawa" fiili "yöneldi" anlamına gelir ve "iles semai" ifadesi "göğe" anlamına gelir. "Ve hiye duhanun" (وَهِيَ دُخَانٌ) ifadesi, "Ve o dumanlıydı" anlamına gelir. "Ve" bağlacı "hiye" zamiri "o" anlamına gelir ve "duhanun" kelimesi "dumanlı" anlamına gelir. "Fe kale leha" (فَقَالَ لَهَا) ifadesi, "Buna (göğe) şöyle dedi" anlamına gelir. "Fe" bağlacı, "kale" fiili "dedi" anlamına gelir ve "leha" zamiri "buna" anlamına gelir. "Ve lil ardı'tiya tav'an ev kerha" (وَلِلْأَرْضِ أَتِيَتْ طَوْعًا أَوْ كَرْهًا) ifadesi, "Ve yere (onu) isteyerek veya istemeyerek boyun eğdireceğim" anlamına gelir. "Ve" bağlacı, "lil ardı" ifadesi "yere" anlamına gelir, "atiyat" fiili "boyun eğdireceğim" anlamına gelir, "tav'an" ifadesi "isteyerek" anlamına gelir ve "ev kerha" ifadesi "veya istemeyerek" anlamına gelir. "Kaleta eteyna taiin" (قَالَتْ أَتَيْنَا طَائِعًا) ifadesi, "O (yer) dedi: 'İtaat ederiz'" anlamına gelir. "Kaleta" fiili "dedi" anlamına gelir, "eteyna" fiili "itaat ederiz" anlamına gelir ve "taiin" kelimesi "itaat" anlamına gelir.Bu ifade, dilbilgisi açısından göğe yöneldiği ve o dumanlı olduğu anlatılan bir varlık tarafından yere, isteyerek veya istemeyerek boyun eğdirileceği ve yerin itaat edeceği şeklinde bir konuşmayı ifade etmektedir.
FUSSILET 12. Fe kadahunne seb'a semavatin fi yevmeyni ve evha fi kulli semain emreha ve zeyyennes semaed dunya bi mesabiha ve hıfza, zalike takdirul azizil alim. = KDY SBA SMW YWM WHY KLL SMW EMR ZYN SMW DNW SBH HFZ KDR AZZ ALM : İki gün içinde (YWM) yedi (SBA) gök semayı (SMW) tamamladı (KDY) ve vahiy etti, her(KLL) göğe (SMW) emirlerini, yapılması gerekenleri (EMR) gönderdi (WHY) ve dünya (DNW) semasını (SMW) donattı (ZYN) aydınlığı (SBH) koruyan sistem (HFZ) ile (atmosferden bahsediliyor, bu yüzden gökyüzünü mavi görüyoruz, aksi taktirde aydaki gibi ışık yeryüzünde ışı ve aydınlık şeklinde korunmaz sadece yansıtılırdı), bunlar yenilmez olanın (AZZ) işaretleri koyanın (ALM) ölçülendirmesidir (KDR). cümlesinde "Fe kadahunne seb'a semavatin fi yevmeyni" (فَقَدَهُنَّ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ فِي يَوْمَيْنِ) ifadesi, "Onları (gökleri) iki günde tamamladı" anlamına gelir. "Fe" bağlacı, "kadahunne" fiili "tamamladı" anlamına gelir, "seb'a" kelimesi "yedi" anlamına gelir, "semavatin" kelimesi "gökler" anlamına gelir ve "fi yevmeyni" ifadesi "iki günde" anlamına gelir. "Ve evha fi kulli semain emreha" (وَأَوْحَىٰ فِي كُلِّ سَمَاءٍ أَمْرَهَا) ifadesi, "Ve her göğe emrini vahyetti" anlamına gelir. "Ve" bağlacı, "evha" fiili "vahyetti" anlamına gelir, "fi kulli semain" ifadesi "her göğe" anlamına gelir ve "emreha" kelimesi "emrini" anlamına gelir. "Ve zeyyennes semaed dunya bi mesabiha ve hıfza" (وَزَيَّنَّ السَّمَاءَ الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَحِفْظًا) ifadesi, "Ve dünya göğünü lambalarla ve koruma ile süsledi" anlamına gelir. "Ve" bağlacı, "zeyyennes" fiili "süsledi" anlamına gelir, "semaed dunya" ifadesi "dünya göğü" anlamına gelir, "bi mesabiha" ifadesi "lambalarla" anlamına gelir ve "ve hıfza" ifadesi "ve koruma ile" anlamına gelir. "Zalike takdirul azizil alim" (ذَٰلِكَ تَقْدِيرُ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ) ifadesi, "Bu, güçlü olanın ve her şeyi bilenin takdiridir" anlamına gelir. "Zalike" zamiri "bu" anlamına gelir, "takdirul" kelimesi "takdir" anlamına gelir, "azizil" kelimesi "güçlü olanın" anlamına gelir ve "alim" kelimesi "her şeyi bilenin" anlamına gelir. Bu ifade, dilbilgisi açısından göklerin iki günde tamamlandığını, her göğe emirlerin vahyedildiğini, dünya göğünün lambalarla ve koruma ile süslendiğini ve bunun güçlü olanın ve her şeyi bilenin takdiri olduğunu ifade etmektedir.)
FUSSILET 13. Fe in a'radu fe kul enzertukum saıkaten misle saıkati adin ve semud. = ARD QWL NZR SAK MSL SAK AVD: Eğer ruh (işaretleri) görmezlikten gelirse (ARD), de ki(QWL): "Uyarıyorum (NZR) yıldırım (SAK) örneği ile (MSL) Ad ve Semud azapları gibi (AVD) . cümlesinde "Fe in a'radu" (فَإِنْ أَعْرَضُوا) ifadesi, "Eğer yüz çevirirlerse" anlamına gelir. "Fe" bağlacı, "in" şart bağlacı ve "a'radu" fiili "yüz çevirirler" anlamına gelir. "Fe kul enzertukum" (فَقُلْ إِنْذَرْتُكُمْ) ifadesi, "Öyleyse size uyarıyorum" anlamına gelir. "Fe" bağlacı, "kul" emir kipi fiili "de" anlamına gelir ve "enzertukum" fiili "uyarıyorum" anlamına gelir. "Saıkaten misle saıkati adin ve semud" (صَٰقَةٍ مِثْلِ صَٰقَةِ عَادٍ وَثَمُودَ) ifadesi, "Ad ve Semud gibi bir azabı" anlamına gelir. "Saıkaten" kelimesi "azap" anlamına gelir, "misle" kelimesi "gibi" anlamına gelir, "saıkati adin" ifadesi "Ad gibi bir azap" anlamına gelir ve "saıkati semud" ifadesi "Semud gibi bir azap" anlamına gelir. Bu ifade, dilbilgisi açısından eğer insanlar yüz çevirirse, onlara Ad ve Semud gibi bir azapla uyarıldığını ifade etmektedir.)
FUSSILET 14. İz caethumur rusulu min beyni eydihim ve min halfihim ella ta'budu illallah, kalu lev şae rabbuna le enzele melaiketen fe inna bima ursiltum bihi kafirun. = CYE RSL BYN YDY HLF ella ABD QWL ŞYA RABB NZL MLK RSL KFR: Elleri ile kendileri gibi dokunabildikleri (YDY) bedenli mesajcı ruhlar (RSL) geldi (CYE), mesajları takip eden (HLF) ve sakın ilahi sistemnden başkasına hizmet etmeyen(ABD). Velev ve dediler ki (QWL): "Eğer Yaratıcımız (RABB) irade etseydi, isteseydi (ŞYA) yöneticiler, melikler, otorite melekleri (MLK) gelirdi (NZL)". Şüphesiz mesajlarımızı (RSL) inkar ettiler(KFR). cümlesinde "İz caethumur rusulu min beyni eydihim" (إِذْ جَاءَتْهُمُ الرُّسُلُ مِنْ بَيْنِ أَيْدِيهِمْ) ifadesi, "Elçiler onların arasından geldiğinde" anlamına gelir. "İz" zaman bağlacı, "caethum" fiili "geldi" anlamına gelir ve "rusulu" kelimesi "elçiler" anlamına gelir. "Min beyni eydihim" ifadesi "onların arasından" anlamına gelir. "Ve min halfihim ella ta'budu illallah" (وَمِنْ خَلْفِهِمْ إِلَّا تَعْبُدُوا إِلَّا اللَّهَ) ifadesi, "Ve arkalarından başka bir şeye tapmayın, sadece Allah'a tapın" anlamına gelir. "Ve" bağlacı, "min halfihim" ifadesi "arkalarından" anlamına gelir ve "ella ta'budu illallah" ifadesi "sadece Allah'a tapın" anlamına gelir. "Kalu lev şae rabbuna le enzele melaiketen" (قَالُوا لَوْ شَاءَ رَبُّنَا لَأَنْزَلَ مَلَائِكَةً) ifadesi, "Dediler ki, eğer Rabbimiz dileseydi, melekleri indirirdi" anlamına gelir. "Kalu" fiili "dediler" anlamına gelir, "lev şae" ifadesi "eğer dileseydi" anlamına gelir, "rabbuna" kelimesi "Rabbimiz" anlamına gelir ve "le enzele melaiketen" ifadesi "melekleri indirirdi" anlamına gelir. "Fe inna bima ursiltum bihi kafirun" (فَإِنَّ بِمَا أُرْسِلْتُمْ بِهِ كَافِرُونَ) ifadesi, "O zaman, sizinle gönderilen şeye karşı inkâr edenler" anlamına gelir. "Fe" bağlacı, "inna" kelimesi "şüphesiz" anlamına gelir, "bima ursiltum" ifadesi "sizinle gönderilen şeye" anlamına gelir ve "bihi kafirun" ifadesi "inkâr edenler" anlamına gelir. Bu ifade, dilbilgisi açısından elçilerin insanların arasından geldiğini ve sadece Allah'a tapınmalarını istediklerini, ancak insanların eğer dilemiş olsaydı Rabb'inin melekleri gönderirdi dediklerini ifade etmektedir. Ancak insanlar elçilerin getirdiği mesajı inkar etmişlerdir.
FUSSILET 15. Fe emma adun festekberu fil ardı bi gayril hakkı ve kalu men eşeddu minna kuvveh, e ve lem yerev ennellahellezi halakahum huve eşeddu minhum kuvveh ve kanu bi ayatina yechadun. = ADV KBR ERD GYR HKK QWL ŞDD KVY RAY HLK ŞDD KVY KWN AYY CHD: Ad topluluğundaki ruhlarımız (ADV) yeryüzünde (ERD) hakları (HAKK) olmayan şekilde (GYR) büyüklük tasladılar, kibirlendiler (KBR). Dediler ki (QWL): "Kimdir bizden güçlü (ŞDD) ve kuvvetli (KVY). Görmüyorlar mı (RAY), her ruhu tek güçlü (ŞDD) ve tek kuvvet sahibi (KVY) olan yarattı (HLK) ve bu şekilde ayetlerimize (AYY) savaş açmış (CHD) oldular (KWN). cümlesinde "Fe emma adun festekberu fil ardı bi gayril hakkı" (فَأَمَّا عَادٌ فَاسْتَكْبَرُوا فِي الْأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ) ifadesi, "Ad topluluğu ise yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar" anlamına gelir. "Fe emma" ifadesi "ise" anlamına gelir, "adun" kelimesi "Ad topluluğu" anlamına gelir, "festekberu" fiili "büyüklük taslamak" anlamına gelir ve "fil ardı bi gayril hakkı" ifadesi "yeryüzünde haksız yere" anlamına gelir. "Ve kalu men eşeddu minna kuvveh" (وَقَالُوا مَنْ أَشَدُّ مِنَّا قُوَّةً) ifadesi, "Ve dediler ki, kim bizden daha güçlüdür?" anlamına gelir. "Ve" bağlacı, "kalu" fiili "dediler" anlamına gelir, "men" kelimesi "kim" anlamına gelir, "eşeddu" ifadesi "daha güçlü" anlamına gelir ve "minna kuvveh" ifadesi "bizden güçlü" anlamına gelir. "E e lem yerev ennellahellezi halakahum huve eşeddu minhum kuvveh" (أَءَلَمْ يَرَوْا أَنَّ اللَّهَ الَّذِي خَلَقَهُمْ هُوَ أَشَدُّ مِنْهُمْ قُوَّةً) ifadesi, "Onlar görmüyorlar mı ki, onları yaratan Allah, onlardan daha güçlüdür?" anlamına gelir. "E" soru bağlacı, "e lem yerev" ifadesi "görmüyorlar mı?" anlamına gelir, "ennallahellezi halakahum" ifadesi "onları yaratan Allah" anlamına gelir, "huve eşeddu minhum kuvveh" ifadesi "onlardan daha güçlüdür" anlamına gelir. Bu ifade, dilbilgisi açısından Ad topluluğunun yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladığını ve kimin daha güçlü olduğunu tartıştıklarını ifade eder. Ancak unutmamaları gereken şey, onları yaratan Allah'ın onlardan daha güçlü olduğudur.
FUSSILET 16. Fe erselna aleyhim rihan sarsaran fi eyyamin nahisatin li nuzikahum azabel hizyi fil hayatid dunya, ve le azabul ahireti ahza ve hum la yunsarun. = RSL RWH SRSR YWM NHS ZVK AZB KHZY HYY DNV AZB EHR KHZY la NSR: Biz O ruh topluluğu üzerine sarsıcı (SRSR) rüzgar ile (RWN) mesaj gönderdik (RSL), ölümcül (NHS) günlerle (YWM) dünya (DNV) azabını (AZB) tattırmak için (ZVK) ruhun sonsuz yaşamındaki (EHR) azabı (AZB) düşük frekanstaki etkilerdir (KHZY) ve o ruhlar yardım göremezler (la NSR). cümlesinde "Fe erselna aleyhim rihan sarsaran" (فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا صَرْصَرًا) ifadesi, "Onlara sarsıcı bir rüzgar gönderdik" anlamına gelir. "Fe" bağlacı, "erselna" fiili "gönderdik" anlamına gelir, "aleyhim" zamiri "onlara" anlamına gelir, "rihan" kelimesi "rüzgar" anlamına gelir ve "sarsaran" sıfatı "sarsıcı" anlamına gelir. "Fi eyyamin nahisatin" (فِي أَيَّامٍ نَحِسَاتٍ) ifadesi, "Talihsiz günlerde" anlamına gelir. "Fi" edatı "içinde" anlamına gelir, "eyyamin" kelimesi "günler" anlamına gelir ve "nahisatin" sıfatı "talihsiz" anlamına gelir. "Li nuzikahum azabel hizyi fil hayatid dunya" (لِنُذِيقَهُمْ عَذَابَ الْهُزْيِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا) ifadesi, "Onlara dünya hayatında sarsıntı azabını tattıralım" anlamına gelir. "Li" edatı "onlara" anlamına gelir, "nuzikahum" fiili "tattıralım" anlamına gelir, "azabel hizyi" ifadesi "sarsıntı azabı" anlamına gelir, "fil hayatid dunya" ifadesi "dünya hayatında" anlamına gelir. "Ve le azabul ahireti ahza ve hum la yunsarun" (وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَشَدُّ وَهُمْ لَا يُنْصَرُونَ) ifadesi, "Ahiret azabı ise daha şiddetlidir ve onlar yardım görmeyeceklerdir" anlamına gelir. "Ve" bağlacı, "le azabul ahireti" ifadesi "ahiret azabı ise" anlamına gelir, "ahza" zarfı "daha şiddetli" anlamına gelir, "ve hum" ifadesi "ve onlar" anlamına gelir, "la yunsarun" fiili "yardım görmeyeceklerdir" anlamına gelir. Bu ifade, dilbilgisi açısından onlara sarsıcı bir rüzgar gönderilerek talihsiz günlerde dünya hayatında sarsıntı azabı tattırıldığını ve ahiret azabının daha şiddetli olduğunu, onların ise yardım görmeyeceklerini ifade etmektedir.)
FUSSILET 17. Ve emma semudu fe hedeynahum festehabbul ama alel huda fe ehazethum saıkatul azabil huni bima kanu yeksibun. = HDY HBB AMY HDY EKHZ SAK AZB HVN KWN KSB: Ve Semud halkına (bedenli ruh topluluğuna) (Ve emma Semudu) kılavuz verdik (HDY), körlüğü (AMY) sevdiler (HABB), kılavuzu izlemediler (la HDY), o zaman yapmış oldukları yüzünden (KWN KSB) yıldırım (SAK) azabı (azb) Ruhlarının frekansını düşürdü (HVN). cümlesinde "Ve" kelimesi, "ve" anlamına gelir ve bağlaç olarak kullanılır. "Emma" kelimesi, "ise" anlamına gelir ve bağlaç olarak kullanılır. "Semudu" kelimesi, "Semud" kavmi anlamına gelir ve isim olarak kullanılır. "Fe" kelimesi, "o zaman" anlamına gelir ve bağlaç olarak kullanılır. "Hedeynahum" kelimesi, "onları hidayete erdirdik" anlamına gelir ve fiilin birinci çoğul şahıs geçmiş zaman hali olarak kullanılır. "Festehabbul" kelimesi, "gururlandılar" anlamına gelir ve fiilin üçüncü çoğul şahıs geçmiş zaman hali olarak kullanılır. "Ama" kelimesi, "kör" anlamına gelir çünkü l- ile isimleştirilmiş ve burada isim olarak kullanılır. "la l-huda" kelimesi, "doğru yolu izlemeyenler" anlamına gelir isim tamlamasıdır ve la olumsuz ilgi zamiri olarak kullanılır. "Fe" kelimesi, "o zaman" anlamına gelir ve bağlaç olarak kullanılır. "Ehazethum" kelimesi, "onları cezalandırdı" anlamına gelir ve fiilin üçüncü çoğul şahıs geçmiş zaman hali olarak kullanılır. "Saıkatul azabil" kelimesi, "azap çığlığı" anlamına gelir ve isim olarak kullanılır. "Huni" kelimesi, "alçak" anlamına gelir ve isim olarak kullanılır. "Bima" kelimesi, "çünkü" anlamına gelir ve bağlaç olarak kullanılır. "Kanu" kelimesi, "yaptıkları" anlamına gelir ve fiilin üçüncü çoğul şahıs geçmiş zaman hali olarak kullanılır. "Yeksibun" kelimesi, "kazanıyorlardı" anlamına gelir ve fiilin üçüncü çoğul şahıs geçmiş zaman hali olarak kullanılır.
FUSSILET 18. Ve necceynellezine amenu ve kanu yettekun. = NCV EMN KWN VKY = Ve kötülük yapmaktan sakınmış ve kalp yaramaktan (VKY) sakınmış olan ve (KWN) ayetlerden emin olan ruhların (EMN) (DNA larını) kurtardık (NCV). cümlesinde "Ve": Bu kelime "ve" anlamına gelir ve cümledeki diğer bölümleri birleştirir. "necceynellezine": Bu kelime "kurtardık" anlamına gelir ve "necme" kökünden türetilmiştir. "amenu": Bu kelime "iman ettiler" anlamına gelir ve "emanet" kökünden türetilmiştir. "ve": Yine "ve" anlamına gelir ve birleştirici olarak kullanılır. "kanu": Bu kelime "oldular" anlamına gelir ve "kana" kökünden türetilmiştir. "yettekun": Bu kelime "takva sahibi oldular" anlamına gelir ve "itteka" kökünden türetilmiştir.
FUSSILET 19. Ve yevme yuhşeru a'daullahi ilen nari fe hum yuzeun.= YWM HŞR ADV NWR VZA = Ve o gün (YWM) ilahi sistemin ruh kılavuz kurallarını aşan ruhlar (ADV) toplanır (HŞR), onlar (DNAlarını pasivize etmek için) ateş enerjisine (eNAWRji) savaş düzenine göre yerleştirilirler (VZA). cümlesinde "Ve": Bu kelime "ve" anlamına gelir ve cümledeki diğer bölümleri birleştirir. "yevme": Bu kelime "gün" anlamına gelir ve "yevm" kökünden türetilmiştir. "yuhşeru": Bu kelime "toplanacaklar" anlamına gelir ve "haşere" kökünden türetilmiştir. "a'daullahi": Bu kelime "Allah'ın huzuruna" anlamına gelir ve "ada" kökünden türetilmiştir. "ilen": Bu kelime "doğru" veya "yönelik" anlamına gelir. "nari": Bu kelime "ateş" anlamına gelir ve "nar" kökünden türetilmiştir. "fe": Bu kelime "o zaman" veya "böylece" anlamına gelir ve cümlede bir geçiş sağlar. "hum": Bu kelime "onlar" anlamına gelir ve üçüncü şahıs zamiri olarak kullanılır. "yuzeun": Bu kelime "sürüklenirler" veya "itilirler" anlamına gelir ve "zene" kökünden türetilmiştir. Böylece cümle şu şekilde açıklanabilir: "Ve o gün, Allah'ın huzuruna ateşe doğru sürüklenirler."
FUSSILET 20. Hatta iza ma cauha şehide aleyhim sem'uhum ve ebsaruhum ve culuduhum bima kanu ya'melun.=CYE ŞHD SMA BSR CLD KWN AML = Hatta getirildikleri (CYE) zaman, o ruhların aleyine bedenlerinde kulladıkları gözleri (BSR), işitme duyuları (SMA), ciltleri (CLD) yapmış oldukları eylemleri kabul edip (KWN AML) şahidlik eder (ŞHD). cümlesinde "Hatta": Bu kelime "hâlâ" veya "daha da ileri" anlamına gelir ve bir sürecin veya durumun devamını ifade eder. "iza": Bu kelime "onlar" anlamına gelir ve üçüncü şahıs zamiri olarak kullanılır. "ma": Bu kelime "ne zaman" veya "her ne zaman" anlamına gelir ve bir olayın veya durumun gerçekleştiği zamanı ifade eder. "cauha": Bu kelime "onu karşılarına getirdikleri zaman" anlamına gelir ve "cev" kökünden türetilmiştir. "şehide": Bu kelime "tanıklık eder" anlamına gelir ve "şehadet" kökünden türetilmiştir. "aleyhim": Bu kelime "onlara" anlamına gelir ve üçüncü şahıs zamiri olarak kullanılır. "sem'uhum": Bu kelime "işitme yetileri" anlamına gelir ve "sem" kökünden türetilmiştir. "ebsaruhum": Bu kelime "görme yetileri" anlamına gelir ve "basar" kökünden türetilmiştir. "culuduhum": Bu kelime "derileri" anlamına gelir ve "culud" kökünden türetilmiştir. "bima": Bu kelime "ne" veya "neden" anlamına gelir ve bir sebebi veya nedeni ifade eder. "kanu": Bu kelime "oldukları" veya "yaptıkları" anlamına gelir ve "kâne" kökünden türetilmiştir. "ya'melun": Bu kelime "yaparlar" anlamına gelir ve "amel" kökünden türetilmiştir.
FUSSILET 21. Ve kalu li culudihim lime şehidtum aleyna, kalu entakanallahullezi entaka kulle şey'in ve huve halakakum evvele merretin ve ileyhi turceun. = KVL CLD ŞHD KVL NTK NTK KLL EŞY HLK EVL MRR RCA = Ve ruhlar dediler ki (KVL) ciltlerine (CLD) aleyhimize şahitlik ettiniz mi(ŞHD)? Dediler ki: Konuşma yetisi ile (NTK) her (KLL) iradeyi, maddeyi, anti-maddeyi (EŞY) ilahi sistem konuşturur (NTK) ve O bedenli ruhu ilk yaşam deneyiminin (EVL) üstesinden gelmeniz için (MRR) yarattı (HLK) ve ruh yaratıcısına döndürülecektir (RCA) cümlesinde "Ve": Bu kelime "ve" anlamına gelir ve iki veya daha fazla öğeyi birleştirir. "kalu": Bu kelime "dediler" anlamına gelir ve "kâle" kökünden türetilmiştir. "li culudihim": Bu ifade "derilerine" anlamına gelir ve "culud" kelimesi çoğul hâlidir. "lime şehidtum aleyna": Bu ifade "bize tanıklık ettiniz mi?" anlamına gelir ve "şehid" kökünden türetilmiştir. "entakanallahullezi entaka kulle şey'in": Bu ifade "her şeyi yaratan Allah'tır" anlamına gelir ve "enteka" kökünden türetilmiştir. "huve halakakum evvele merretin": Bu ifade "sizi ilk defa yarattı" anlamına gelir ve "halk" kökünden türetilmiştir. "ve ileyhi turceun": Bu ifade "ve O'na döndürüleceksiniz" anlamına gelir ve "rücû" kökünden türetilmiştir.
FUSSILET 22. Ve ma kuntum testetirune en yeşhede aleykum sem'ukum ve la ebsarukum ve la culudukum ve lakin zanentum ennellahe la ya'lemu kesiren mimma ta'melun. = KWN STR ŞHD la SMA la BSR la CLD ZNN ALM KSR EML = Ve siz ruhunuzu ayetlerdeki satırlarda bildirilen kurallar ile korumadınız (ma STR) tüm ruhların negatif yaratımlarının aleyhinde bedendeki duyu (ma SMA), algılama ve görme (ma BSR) ve cildlerinizin, hisleriniz (CLD) tanıklık eder. Ve lakin zan ettiniz ki (ZNN) ilahi sistem çoğu (KSR) eyleemlerinizi (EML) işaretlemiyor. cümlesinde "Ve": Bu kelime "ve" anlamına gelir ve iki veya daha fazla öğeyi birleştirir. "ma kuntum": Bu ifade "siz ne zaman" anlamına gelir ve "kunna" kökünden türetilmiştir. "testetirune": Bu kelime "gizlenmeye çalışıyordunuz" anlamına gelir ve "setr" kökünden türetilmiştir. "an yeşhede aleykum": Bu ifade "üzerinizde tanıklık etmesi" anlamına gelir ve "şehid" kökünden türetilmiştir. "sem'ukum": Bu kelime "işitmeniz" anlamına gelir ve "sem'" kökünden türetilmiştir. "ve la ebsarukum": Bu ifade "gözleriniz" anlamına gelir ve "basar" kökünden türetilmiştir. "ve la culudukum": Bu ifade "derileriniz" anlamına gelir ve "culud" kökünden türetilmiştir. "ve lakin zanentum": Bu ifade "ancak sanıyordunuz" anlamına gelir ve "zan" kökünden türetilmiştir. "ennellahe la ya'lemu kesiren mimma ta'melun": Bu ifade "Allah'ın yaptıklarınızın çoğunu bilmediği" anlamına gelir ve "amal" kökünden türetilmiştir.
FUSSILET 23. Ve zalikum zannukumullezi zanentum bi rabbikum erdakum fe asbahtum minel hasirin. = ZLM ZNN ZNN RABB RDY SBH HSR = Ve Zan etmek (ZNN) sizlerin zalimliğidir (ZLM). Yaratıcısı (RABB) hakkında zanda bulunan (ZNN) ruhların hasarlı DNA ları (HSR) frekansları düşürülerek(RDY) sonsuz yaşamdaki ışık bedenlerinden (SBH) mahrum edilir. cümlesinde "Ve": Bu kelime "ve" anlamına gelir ve iki veya daha fazla öğeyi birleştirir. "zalikum": Bu kelime "siz zalimler" anlamına gelir ve zamir olarak kullanılır. "zannukum": Bu kelime "düşünceniz" veya "sanınız" anlamına gelir ve "zan" kökünden türetilmiştir. "ullezi zanentum": Bu ifade "sanıyordunuz" anlamına gelir ve "zan" kökünden türetilmiştir. "bi rabbikum": Bu ifade "Rabbinizle ilgili" anlamına gelir ve "Rabb" kökünden türetilmiştir. "erdakum": Bu kelime "sizi kabul etti" anlamına gelir ve "rida" kökünden türetilmiştir. "fe asbahtum": Bu ifade "böylece sabah olduğunuzda" anlamına gelir ve "sabah" kökünden türetilmiştir. "minel hasirin": Bu ifade "hasret içinde" anlamına gelir ve "hasret" kökünden türetilmiştir.
FUSSILET 24. Fe in yasbiru fen naru mesven lehum ve in yesta'tibu fe ma hum minel mu'tebin. = SBR NWR SVY ATB ma ATB = Öyleyse bu durumda o ruhların sonsuz hayat yeri (SVY) ateş enerjisi (eNWARji "savaşı") nde sabır gerektiren (SBR) DNA deaktivasyonudur. Umutsuzluklarında (ATB) hiç umut yoktur (ma ATB) (DNA larını kurtarmak için hiç umut beslemesinler UYARISI) . cümlesinde "Fe": Bu kelime "o zaman" veya "öyleyse" anlamına gelir ve bir sonraki ifadeyle bağlantı kurar. "in yasbiru": Bu ifade "sabr ederlerse" anlamına gelir ve "sabr" kökünden türetilmiştir. "fen naru": Bu ifade "ateş" anlamına gelir. "mesven lehum": Bu ifade "onlar için bir yerleştirme" veya "onlar için bir barınak" anlamına gelir ve "mesven" kökünden türetilmiştir. "in yesta'tibu": Bu ifade "yardım dilerlerse" anlamına gelir ve "isti'ane" kökünden türetilmiştir. "fe ma hum minel mu'tebin": Bu ifade "ancak onlar için umut yok" anlamına gelir ve "mu'teb" kökünden türetilmiştir.
FUSSILET 25. Ve kayyadna lehum kurenae fe zeyyenu lehum ma beyne eydihim ve ma halfehum ve hakka aleyhimul kavlu fi umemin kad halet min kablihim minel cinni vel ins, innehum kanu hasirin. = KYD KRN ZYN ma BYN YDY HLF HKK KWL EMM HLV KBL CNN ENS KWN HSR = Ve çiftleşerek birbirine bağlı DNAsı olan ruhlar (KYD) eylemleri birbirlerine süslü gösterdiklerinden (ZYN) bunlar soylarının DNA larına da kaydedildi (KYD), ellerinde tutukları (YDY) beyanlarımız işe yaramadı (ma BYN) ve sonraki nesillerinin takip etmesi gerekli şekilde halifelik kayıtları olmadı (ma HLV) ve sözlerimizi aleylerine hak yaptılar (HKK), cin ruh (CNN) ve insan ruh (ENS) topluluklarının önce kabul edip (KBL) sonra kılavuzu terk edenlerin (HLV) ruhlarına hasar vermiştir (KWN HSR). cümlesinde "Ve kayyadna lehum kurenae": Bu ifade "onlar için bağladık/DNA ile zincirledik birer kod yaptık" anlamına gelir. "fe zeyyenu lehum ma beyne eydihim ve ma halfehum": Bu ifade "onların önlerinde ve arkalarında olanı süsledik/hazırladık" anlamına gelir. "ve hakka aleyhimul kavlu fi umemin": Bu ifade "onlara hükmün gerçekleştiği bir ümmetler" anlamına gelir. "kad halet min kablihim minel cinni vel ins": Bu ifade "onlardan önce cinler ve insanlar arasında da (bu şekilde anlaşma yapıldı ve hüküm gerçekleşti)" anlamına gelir. "innehum kanu hasirin": Bu ifade "gerçekten onlar hüsrana uğramışlardır" anlamına gelir.
FUSSILET 26. Ve kalellezine keferu la tesmeu li hazel kur'ani velgav fihi leallekum taglibun.= QWL KFR la SMA KRE LGV GLB : Ve o ruhlar dediler ki (QWL) : İşaretleri gizleyen, değiştiren, umursamayan negatif yaratımdaki ruhlar (KFR) bu kuranı (KRE) duyduklarında (SMA) anlamazlar (la), saçma sapan konuşarak hakkında boş sözler ederek tartışırlar (LGV), içlerinde galip gelen (GLB) ruhlar olur. cümlesinde Ve: Bağlaç olan "ve" kelimesi, iki veya daha fazla unsuru bir araya getirir. kalellezine: İsim cümlesi olan "kalellezine" ifadesi, "dedi" anlamını taşır. "Kale" fiili "dedi" demektir ve "lezine" zamiri, "onlar" anlamını verir. keferu: Fiil cümlesi olan "keferu" kelimesi, "inkâr etmek" anlamına gelir. Bu kelime "kafara" fiilinin üçüncü çoğul kişi geçmiş zaman hali olan "inkâr ettiler" şeklinde çevrilebilir. la: Olumsuzluk bildiren "la" kelimesi, "anlamazsınız" şeklinde tercüme edilebilir. tesmeu: Fiil cümlesi olan "tesmeu" kelimesi, "duymak" anlamına gelir. Bu kelime "semi'a" fiilinin ikinci çoğul kişi emir kipi olan "dinleyin" şeklinde çevrilebilir. li: Edat olan "li" kelimesi, bir şeye yönelme anlamını taşır. hazel kur'ani: İsim tamlaması olan "hazel kur'ani" ifadesi, "bu Kur'an" anlamını verir. velgav: İsim cümlesi olan "velgav" ifadesi, "gürültü çıkarmak" anlamına gelir. Bu kelime "gâve" fiilinin üçüncü çoğul kişi emir kipi olan "gürültü çıkarın" şeklinde çevrilebilir. fihi: Edat olan "fihi" kelimesi, "içinde" anlamını taşır. leallekum: Edat cümlesi olan "leallekum" ifadesi, "belki siz" anlamını verir. Bu kelime "le'al-la" yapısının ikinci çoğul kişiye hitap eden hali olan "siz" şeklinde çevrilebilir. taglibun: Fiil cümlesi olan "taglibun" kelimesi, "üstün gelmek" anlamına gelir. Bu kelime "ġalaba" fiilinin ikinci çoğul kişi geçmiş zaman hali olan "üstün gelirsiniz" şeklinde çevrilebilir.
FUSSILET 27. Fe le nuzikannellezine keferu azaben şediden ve le necziyennehum esveellezi kanu ya'melun. = ZVK KFR AZB ŞDD CZY SVE KWN AML: Ve bu gerçekleri örten, önemsemeyen, inkar eden, negatif versiyona çeviren (KFR) ruhlar en şiddetli (ŞDD) azabı (AZB), yarattıklarının en kötü versionunu (KWN AML) tadacaklar (ZVK). cümlesinde Fe: Bağlaç olan "fe" kelimesi, ardışık iki cümleyi birbirine bağlar. le: Edat olan "le" kelimesi, bir eylemin olumsuz sonucunu bildirir. nuzikannellezine: Fiil cümlesi olan "nuzikannellezine" ifadesi, "azaplandıracağız onları" anlamını taşır. Bu kelime "azaba" fiilinin birinci çoğul kişi gelecek zaman hali olan "azaplandıracağız" şeklinde çevrilebilir. keferu: Fiil cümlesi olan "keferu" kelimesi, "inkâr edenler" anlamına gelir. Bu kelime "kafara" fiilinin üçüncü çoğul kişi geçmiş zaman hali olan "inkâr ettiler" şeklinde çevrilebilir. azaben şediden: İsim tamlaması olan "azaben şediden" ifadesi, "şiddetli bir azap" anlamını verir. necziyennehum: Fiil cümlesi olan "necziyennehum" kelimesi, "cezalandıracağız onları" anlamını taşır. Bu kelime "cezaya" fiilinin birinci çoğul kişi gelecek zaman hali olan "cezalandıracağız" şeklinde çevrilebilir. esveellezi: İsim tamlaması olan "esveellezi" ifadesi, "onlar için daha kötü" anlamını verir. kanu ya'melun: Fiil cümlesi olan "kanu ya'melun" kelimesi, "yaptıkları şeyler" anlamına gelir. Bu kelime "yapmakta idiler" şeklinde çevrilebilir.
FUSSILET 28. Zalike cezau a'daillahin nar, lehum fiha darul huld, cezaen bimakanu bi ayatina yechadun. = CZY ADV NWR DVR HLD CZY KWN AYY CHD = İşte ilahi sistemin işaretlerini menfaatlerine göre değiştiren (ADV) O ruhların cezası (CZY) ates eNARjisidir (NWR), onlar için içinde sürekli mesken tutup yaşayacakları (HLD), ayetlerimizi (AYY) kabul etmeyerek anlamlarına savaş açtıkları (KWN CHD) için ceza verilir (CZY) cümlesinde Zalike: İşaret zamiri olan "zalike" kelimesi, "işte o" anlamını taşır. cezau: İsim cümlesi olan "cezau" kelimesi, "cezası" anlamına gelir. a'daillahin: İsim tamlaması olan "a'daillahin" ifadesi, "Allah'ın düşmanları" anlamını verir. nar: İsim cümlesi olan "nar" kelimesi, "ateş" anlamına gelir. lehum: Zamir olan "lehum" kelimesi, "onlar için" anlamını taşır. fiha: Edat olan "fiha" kelimesi, "içinde" anlamını verir. darul huld: İsim tamlaması olan "darul huld" ifadesi, "ebedi mesken" veya "ebedi yurt" anlamını taşır. cezaen: İsim tamlaması olan "cezaen" ifadesi, "bir ceza olarak" anlamına gelir. bimakanu bi ayatina: İsim tamlaması olan "bimakanu bi ayatina" ifadesi, "ayetlerimize inanmadıkları için" anlamını verir. yechadun: Fiil cümlesi olan "yechadun" kelimesi, "inkâr ediyorlar" anlamına gelir. Bu kelime "cehde" fiilinin üçüncü çoğul kişi geçmiş zaman hali olan "inkâr ediyorlar" şeklinde çevrilebilir.
FUSSILET 29. Ve kalellezine keferu rabbena erinellezeyni edallana minel cinni vel insi nec'al huma tahte akdamina li yekuna minel esfelin.= QWL KFR RABB RAY DLL CNN ENS CAL THT KDM KWN SFL = Sembolleri gizleyen, değiştiren, reddeden ruhlar (KFR) dediler ki (QWL): "Rabbimiz (RABB) altında (THT) yarattığın (CAL) sefil olduğumuzda (KWN SFL) bizi ilerletip (KDM) bizi yanlışa hizmet ettiren (DLL) Cin ruhları (CNN) ve ins ruhları (ENS) ikisinide bize göster (RAY)" cümlesinde "Ve" bağlacı, ardından gelen cümleyi önceki cümleyle bağlar. "kalellezine keferu" ifadesi, "kâfir olanlar dedi ki" şeklinde çevrilebilir. "rabbena" kelimesi, "Ey Rabbimiz" anlamına gelir ve dua ederken kullanılır. "erinellezeyni" ifadesi, "ikisini bize göster" anlamına gelir. "edallana" fiili, "yoldan saptırdı" şeklinde çevrilebilir."minel cinni vel insi" ifadesi, "cinlerden ve insanlardan" anlamına gelir. "nec'al" fiili, "koyarız" şeklinde çevrilebilir. "huma" zamiri, "onları" anlamında kullanılır. "tahte akdamina" ifadesi, "ayaklarımızın altına" anlamına gelir. "li yekuna" ifadesi, "olsunlar" anlamına gelir. "minel esfelin" ifadesi, "alçakların en aşağısı" anlamına gelir. Bu cümlede, kâfirlerin Allah'a dua etmeleri anlatılmaktadır. Kâfirler, Allah'a dua ederek cinleri ve insanları kendilerine boyun eğdirmesini istemekte ve onları en aşağı konuma getirmesini dilemektedirler.
FUSSILET 30. İnnellezine kalu rabbunallahu summestekamu tetenezzelu aleyhimul melaiketu ella tehafu ve la tahzenu ve ebşiru bil cennetilleti kuntum tuadun. QWL RABB QWM NZL MLK la KHVF la HZN BSR CNN KWN VAD : Muhakkak emin ruhlar şöyle derler (QWL) : "İlahi sistemi yaratan Yaratıcımız (RABB) dır" Ardından kusursuz sağlam ruhların üzerine (QWM) melekler (MLK) indirilir (NZL), korkmayın (la KHVF) ve üzülmeyin (la HZN), vaad edilmiş (KWN VAD) cennete (CNN) girmeniz müjdesi verilen beserler (BSR). cümlesinde "İnne" kelimesi, kesinlik bildiren bir zarftır ve "muhakkak" anlamına gelir. "ellezine kalu" ifadesi, "şöyle diyenler" şeklinde çevrilebilir. "rabbunallahu" ifadesi, "Allah Rabbimizdir" anlamına gelir. "summestekamu" fiili, "ardından dosdoğru gittiler" anlamına gelir. "tetenezzelu" fiili, "melekler indirildi" şeklinde çevrilebilir. "aleyhimul melaiketu" ifadesi, "melekler onlara geldi" anlamına gelir. "ella tehafu ve la tahzenu" ifadesi, "korkmayın ve üzülmeyin" anlamına gelir. "ebşiru" fiili, "sevinin" şeklinde çevrilebilir. "bil cennetilleti kuntum tuadun" ifadesi, "size vaad edilen cennetlerle müjdelendiğiniz" anlamına gelir. Bu cümlede, iman edenlerin Allah'a olan inançlarını ve samimiyetlerini ifade etmektedir. İman edenler, "Rabbimiz Allah'tır" diyerek doğru yolda ilerlemişlerdir. Ardından, meleklerin indirildiği ve iman edenlere "korkmayın, üzülmeyin" denildiği anlatılmaktadır. İman edenlere vaad edilen cennetlerle müjdeleşilmekte ve onlara sevinmeleri söylenmektedir.
FUSSILET 31. Nahnu evliyaukum fil hayatid dunya ve fil ahireh, ve lekum fiha ma teştehi enfusukum ve lekum fiha ma teddeun.= VLY HYY DNV EHR ŞHV NFS DAV : Biz dünya deneyiminde (DNV) ve ruhun sonsuz (EHR) hayatlarında (HYY) ruhun (NFS) şehvet duyduğu, arzuladığı (ŞHV) istediği herşeyi (DAV) yerine getiren veliniz (VLY), cümlesinde"Nahnu" kelimesi, "biz" anlamına gelir. "evliyaukum" ifadesi, "sizin dostlarınızız" şeklinde çevrilebilir. "fil hayatid dunya" ifadesi, "dünya hayatında" anlamına gelir. "ve fil ahireh" ifadesi, "ve ahirette" şeklinde çevrilebilir. "ve lekum" ifadesi, "ve size" anlamına gelir. "fiha" ifadesi, "içinde" anlamına gelir. "ma teştehi enfusukum" ifadesi, "ne isterseniz" veya "ne arzularsanız" anlamına gelir. "ve lekum fiha ma teddeun" ifadesi, "ve size dilediğiniz şeyler" veya "size hoş gelen şeyler" anlamına gelir. Bu cümlede, Allah'ın müminlere hitaben "biz sizin dostlarınızız" dediği ifade edilmektedir. Dünya hayatında ve ahirette müminlerin dostları oldukları belirtilir. Ayrıca, müminlere istedikleri şeylerin ve hoşlarına giden şeylerin verileceği vurgulanmaktadır.
ANALİZ ETMEYİ ÖĞRETEN VE AYETLERİNDEN EMIN EDEN RABBİME HAMDOLSUN! ŞeKURAN (Rabbimiz tarafdınfan gönderilmiş olan kuranı bana ileten başta peygamberimiz olmak üzere, tüm güzel ruhlara selam olsun)!
Yorumlar
Yorum Gönder